9–20 Ekim’de gerçekleşen ve bazıları çevrimiçi, bazıları da sinemalarda gösterilecek 39. İstanbul Film Festivali‘nin Ulusal Belgesel Yarışması filmlerinden biri olan Ah Gözel İstanbul, Zeynep Dadak’ın, 17. yüzyılda yaşamış Osmanlı tarihçisi Eremya Çelebi Kömürcüyan‘ın İstanbul Tarihi (XVII. Asırda İstanbul) eserinden esinlenerek hazırladığı görsel bir seyahatname.
Zeynep Dadak ve ekibi (Hürrem Sultan dizisinden Şehzade Mehmet rolüyle ekranlara giriş yapan Sezgi Mengi, Umay Kaboğlu, Elif İlhan), Kömürcüyan’ın yaptığı gibi biz izleyicilerini de alarak İstanbul’u temaşa etmeye devam ediyor. Belgesel, fasıllardan oluşuyor ve bir üst ses (Arek Kazar ve sonlara doğru da Pınar Bağcı) üzerinden de Kömürcüyan’ın notlarını günümüz İstanbul görüntüleriyle dinliyoruz.
2. Fasıl: Saray başladığında vapur görüntüleri ve meşhur tangolar eşliğinde, pandemiye, karantinaya ilaç gibi gelen görsellere ve yer yer Kömürcüyan notlarını destekleyen canlandırmalara seyredalıyoruz. Bu tamamlayıcı ve yaratıcı belgesel, yıllardır hiç filmi çekilmeye cesaret ya da teşebbüs edilmemiş, başta Puslu Kıtalar Atlası olmak üzere ”İhsan Oktay Anar eserleri sinemaya uyarlansa nasıl hissederdim ya da nasıl uyarlanabilirdi?” sorusunu da sordurdu bana.
Ek olarak İstanbul’un Kapıları ile ilgili de ne kadar cahil ve bir o kadar da öğrenmeye hazır ve aç olduğumu bir kez daha hatırlattı film. Bazıları artık hayatta olmasa da, belgeselin yarısına geldiğinizde 25. kapıya (Silivrikapısı) kadar sanal bir gezintiye çıkmış oluyorsunuz.
Oyuncu ve anlatıcı Sezgi Mengi’nin sarı montuna yansıtılan ilgili fotoğraflar ve tasvirler de anlatıma oldukça yaratıcı bir bakış katmış ve izlemeyi zevkli kılan unsurlardan biri haline getirmiş belgeseli. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Emirgan’ın adının Emirgûneoğlu Yusuf Paşa‘dan geldiğini, Eminönü’ndeki Yeni Cami’nin diğer bir adının Valide Sultan Camii olduğunu, Çinili Camii’nin diğer bir adının Kösem Sultan Camii olduğunu ama kadın adlarının sonradan kullanılmadığını biliyor muydunuz?
Sonlara doğru anlatıcı ses değişince büyüsü biraz kaybolayazsa da prolog ve epilog kısımlarındaki geçiş ve başlıklar da Ah Gözel İstanbul’un modern seyahatname tarzına oldukça yakışmış. İstanbullu olup da İstanbul’u bilmeyenler için hem utandıran hem de her şeyi araştırıp öğrenme hevesini körükleyen oldukça doyurucu bir yapım olmuş Ah Gözel İstanbul. Ayrıca kapanışta tüm görsellerin, minyatürlerin hangi bölümde geçtiğine ve kimin yaptığına/çektiğine dair detaylı bir liste sunulmuş, meraklısına duyurulur.
Belgesele doyamayanlara Altyazı Sinema Dergisi’nin YouTube kanalında yayınlanan 2011 çekimli, tarihçi Cemal Kafadar sohbetini (neredeyse belgeselin bir okuması gibi) ve Zeynep Dadak, Senem Aytaç, Berke Göl röportajını öneririm.
İstanbul doğumlu Ermeni entelektüel Eremya Çelebi Kömürciyan’ın 17. yüzyılda yazdığı seyahatnameden esinlenen Ah Gözel İstanbul , Kömürciyan’ın üç yüz yıllık rotasının izini bugünün İstanbul’unda sürüyor. Yazarın seyretme, izleme ve bakma zevkleriyle geliştirdiği zamanının ötesindeki ilişki üzerine düşünen bu yaratıcı belgesel, izleyiciye görsel bir seyahatname sunuyor. İstanbul Tarihi: 17. Yüzyılda İstanbul kitabında Kömürciyan, okuyucuya adeta elinde bir kamera varmış gibi seslenir. Kömürciyan’ın “kamera gözünü” bugünün İstanbul’una çevirdiğimizde, bu kadim şehrin çok yönlü görsel tarihini keşfetmek için önümüze sayısız imkân serilir.
Yönetmen Director: Zeynep Dadak Senaryo Screenplay: Zeynep Dadak Görüntü Yön. Director of Photography: Florent Herry Kurgu Editing: Eytan İpeker Özgün Müzik Original Music: Erdem Helvacıoğlu Katılanlar With: Aykut Sezgi Mengi, Cemal Kafadar Yapımcı Producer: Aslı Dadak, Zeynep Dadak, Pınar Bağcı Ortak Yapımcı Co-Producer: Tanja Georgieva Yapım Production Co.: Fenafilm Dünya Hakları World Sales: Fenafilm