Berkun Oya, Öykü Karayel, Bartu Küçükçağlayan, Ozan Çelik ve Tülin Özen ile birlikte on sene önce ‘‘Güzel Şeyler Bizim Tarafta” diyerek davet etmişti beni Krek dünyasına. İki sene boyunca kovalayıp bir türlü bilet bulamadığım oyunun bir başka uzantısını on sene sonra Netflix gibi bir dijital platform üzerinden izleyeceğim aklıma gelmezdi. Şimdi o oyunun tanıtım videosunun Bir Başkadır‘ın ilk versiyonu olduğunu, Öykü Karayel‘in on sene önce zaten kapalı olduğunu sananlar ve video altından daha birçok tahmin yürütmeye başlayanlar ortaya çıktı.
Tiyatro oyununda farklı kültürel ortamlarda, tamamen farklı dünyalara ait bir şekilde yaşayan iki çiftin başından geçenler anlatılıyordu. Dizide de benzer bir doku var aslında. Hayata bakış açıları tamamen farklı, inançları farklı, korkuları farklı, beklentileri farklı, hayalleri farklı birçok karakter var. Hikayeleri ayrık sandığınız an muhteşem düğümler, dikişler atarak bağlıyor her şeyi Berkun Oya. Dizinin yurtdışındaki adı ise Ethos. Yunanca gelenek, adet anlamına geliyor ve son derece yaratıcı bir seçim olmuş adı için.
Kendi acına asker ettin kendini; bi’ terhis olamadın gitti.
Depresyondaki kadın olarak izlediğimiz Ruhiye’ye hayat veren Funda Eryiğit’in Nehir Erdoğan olduğuna inanmaktan vazgeçmediğim dizinin kadrosu da görüntü yönetmenliği ve renklendirmesi kadar muazzam. Ali Sadi Hoca olarak izlediğimiz ve Vavien‘deki Cemal rolüyle akıllara gelen Settar Tanriöğen, yine aynı filmdeki arkadaşı Engin Günaydın’a da güzel gönderme yapıyor dizide.
Büyük Ev Ablukada, meşhur olmamaya çalıştığı zamanlarda gazetelerde çıkan yazılarda ”Berkun Oya’nın kurduğu Tiyatro Krek bünyesinde bulunan oyunculardan oluşan alternatif rock grubu” olarak tanıtılıyordu ve grubun Afordisman Salihins’i olarak tanıdığımız ve dizi müziklerine de katkısı bulunan Cem Yılmazer’in de ikinci bölümdeki bar sahnesinde küçük de olsa görünmesi yine yakalamasını bileni tatlı bir selamlama ile karşılıyor. Berkun Oya‘yı takip edenler için bu gibi ayrıntıları ve incelikli göndermeleri tespit etmek de seyir zevkini iki kat artırıyor.
Dizinin kurgusu da oyunculuğu kadar başarılı. Bol bol yol, köprü, üst geçit gösterme ve betonarme vurgusu ile yalnızlık ve robotik tekdüze duyguların içinde kaybolmuş insanlar arasındaki göndermeyi anlamak çok zor olmuyor. Betonarme yapıların içinde yaşanan kavgalar bir kenarda devam ederken, kahvehanede son derece basite indirgenerek anlatılmaya çalışılan Carl Gustav Jung düşünceleri de okumasını kendisine yaptırıyor dizinin bireyselleşme ve kolektif bilinçdışı üzerinden.
İlk bölümlerde çok kısa görmeye fırsatımızın olduğu karakterin direkt hocanın kızının olduğunu söylemek yerine, kızın sahnelerinde disko müzikleri çalmaya başlaması gibi ince detaylar oldukça hoş. Halktan izole yetişen peri kızı Peri’nin annesiyle konuşurken hasta koltuğunda benliğiyle yüzleşmesi (neden Meryem’e Hazal dediğini sonunda anladığı) ve o sırada sahne geçişinin Hilmi’nin Meryem’e otobüs durağına kadar eşlik ederken anlattığı Jung tasvirleriyle birleştirilmesi yine mükemmel bir kurgu örneği.
Velhasıl, uzun zamandır sadece Netflix’te değil, hem TV’de hem de internet dizileri arasında epeydir görmediğimiz bir titizlikte ve sosyolojik ustalıkta hazırlanmış bir Türkiye portresi görmek ve üç saat arasına sıkıştırılan abartılı dizi oyunculukları yerine asıl oyunculuğun tadını almak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir yapım olmuş Bir Başkadır. Tiyatrodan ve Defakto’dan özlediğimiz Berkun Oya’nın izlerini keşke daha çok görebilsek bu gibi platformlarda.
Diziye doyamayanları Büyük Ev Ablukada’nın 9 sene önce yüklenen Berkun Oya’lı Görüntülü Radyo Eksen Filanı videosuna davet ediyorum ve yorumlarınızı bekliyorum. Yatağa küs girmeyin annem.