Bu sonbaharda Filmekimi’nde (bilet kalırsa) yine ödüllü festival filmlerine doymaya hazır mısınız film oburları? İstanbul Kültür Sanat Vakfı‘nın (İKSV) Facebook ve Twitter sayfalarından şimdilik 18 filmi açıklanan Filmekimi programı netleştikçe bu sayfa üzerinden tüm güncel film listesini takip edebilirsiniz
İlk uzun metrajı olmamasına rağmen 2011’de “The Artist” filmiyle tanıdığımız Michel Hazanavicius‘in Cannes 2017’de ana yarışmada yer alan son filmi Le Redoutable‘da Louis Garrel tarafından canlandırılan genç Jean-Luc Godard‘ın, eşi ve yıldızı Anne Wiazemsky (Stacy Martin) ile olan ilişkilerini izleyeceğiz.
Redoubtable fragmanı:
Cannes 2017’de Altın Palmiye için yarışan filmleri bu listede bol bol göreceğiz. Andrey Zvyagintsev’in yönettiği “Loveless” da onlardan biri. Filmde, boşanma arifesinde olan bir çift, kavgalarından biri sırasında ortadan kaybolan çocukları için tekrar güçlerini birleştirmek zorunda kalıyor.
Yine Cannes 2017’de Altın Palmiye için yarışan filmlerden biri olan ve başrolünde Diane Kruger‘i izlediğimiz “In the Fade” Fatih Akın‘ın son filmi. Film aynı zamanda Kruger’e Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü de getirdi.
Jacques Doillon tarafından yönetilen “Rodin“de, efsane heykeltıraşın yapıtları ve aşklarıyla dolu hayatını izleyeceğiz. Yine Cannes 2017 Altın Palmiye seçkilerinden biri.
Sofia Coppola‘ya Cannes’da en iyi yönetmen ödülünü getiren The Beguiled, 16.Filmekimi’nde izleyicilerle buluşuyor.
Hong Sang-Soo‘nun yönettiği “The Day After”da kadınlara aşık zayıf erkeklere, aşk acılarına ve duygu patlamalarına doyacağız gibi duruyor. Yine bir Altın Palmiye vakası.
Sergey Loznitsa tarafından yönetilen ve yine Altın Palmiye için yarışan filmlerden biri olan A Gentle Creature‘da “kınamayın dostlarım, Dosto’yum bugün” diyeceğiz çünkü kendisi bir Dostoyevski uyarlaması. Yazarın 1876 yılında yazdığı Krotkaya adlı kısa hikayesine dayanıyor.
Asıl adı Jupiter holdja olan ve Kornél Mundruczó tarafından yönetilen filmde, doğaüstü güçlere sahip bir mülteci olan Suriye’li Aryan’ın hikayesini izleyeceğiz.
Bruno Dumont müzikalı olan “Jeannette, The Childhood Of Joan Of Arc” da Filmekimi 2017 filmleri listesinde. Fransa’nın en önemli kahramanlarından biri olan Jeanne d’Arc‘ın çocukluk ve gençlik dönemlerini sıra dışı bir hikayeyle müzikale aktaran başarılı bir yapıt.
Baskın filmiyle tanıdığımız Can Evrenol‘un son filmi ve aynı zamanda ikinci uzun metrajı olan Housewife da Filmekimi 2017 filmleri arasında yer alıyor. Film aynı zamanda Paris l’Etrange, Lisbon MotelX ve Sitges gibi korku festivallerinde de gösterilecek.
Bir Morrissey biyografisi olan “England Is Mine“, sanatçının 1970’lerde Manchester’da geçen ilk gençlik yıllarını anlatıyor.
Mark Gill‘in yönettiği film Morrissey’in gençlik döneminden The Smiths zamanlarına kadar uzanırken, başrolde Dunkirk‘ten tanıyacağınız Jack Lowden‘i izliyoruz. Bu arada filmin adını da yine bir The Smiths şarkısı olan Still III‘ten aldığını ekleyelim.
England Is Mine fragmanı:
“Force Majeure” (Turist) filminden tanıyacağınız efsane yönetmen Ruben Östlund‘un Altın Palmiye ödüllü, sanat dünyasını başarılı bir şekilde tiye alan yeni filmi The Square de Filmekimi’nde!
Filmden bir klip:
The Square Fragman:
Safdie kardeşler Ben Safdie ve Joshua Safdie tarafından yönetilen, başrolünde Robert Pattinson‘ın etkileyici performansı ile dikkat çeken Good Time, 2017 Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or için yarışan filmlerden biriydi. Onun yerine en iyi soundtrack kategorisinde Daniel Lopatin’e en iyi besteci ödülünü getirdi, olsun.
Aynı zamanda Killing of a Sacred Deer’ın da yapım şirketi olan ve adeta kaliteli yapım yumurtlama makinesine dönüşen film yapım şirketi A24 tarafından desteklenen filmin konusu aslında basitçe, kardeşi için banka soymak zorunda kalan çaresiz bir adamın peşindekilerle olan mücadelesini anlatıyor. Twilight fırtınasından sonra oyunculuğa devam etse de doğru düzgün dikiş tutturamayan Pattinson için yeniden doğuş filmi de diyebiliriz gibi duruyor.
Good Time fragmanı:
Ünlü yönetmen Michael Haneke‘nin Amour‘dan sonra beş senelik suskunluğu bozduğu film Happy End (Mutlu Son), Good Time gibi 2017 Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or (Altın Palmiye) için yarışan filmlerden biriydi.
Tabii ki yine kadroda Haneke’nin favorisi Isabelle Huppert var. Film bir aile draması gibi gözükse de arka planda Avrupa’nın göçmen problemini işliyor. Haneke’nin işe yaramaz aile temasını intikam, suçluluk vb. duygularla güzel bir şekilde harmanlanmış olarak görebileceğiz Happy End’in kadrosunda aynı zamanda yönetmenliği ile de tanıdığımız Mathieu Kassovitz de var.
Happy End’den bir klip:
2009 yapımı Dogtooth (Kynodontas) ve 2015 yapımı The Lobster gibi hayvanlı filmlerinden tanıdığımız meşhur, garip ve pek sevdiğimiz yönetmen Yorgos Lanthimos‘un merakla beklenen son filmi The Killing of A Sacred Deer Filmekimi’nde huzurlarımıza geliyor!
The Killing of A Sacred Deer fragmanı:
Bu sene Cannes Film Festivali’nde “You Were Never Really Here” ile birlikte En İyi Senaryo ödülünü paylaşan The Killing of A Sacred Deer’in imdb metascore puanı ise şimdiden 87/100 olarak gözüküyor.
Başrollerini Nicole Kidman ve Colin Farrel‘in paylaştığı filmin konusu ise bir çocuğun, sorunlu ailesinin içine, kariyeri parlak bir cerrahı sokmaya çalışması ve beklenmedik olayların gerçekleşmesi üzerine şekillenmekte.
Filmin adı ve konusu Atina’lı oyun yazarı Euripides‘in “Iphigeneia” adlı mitolojik hikayesinden de parçalar taşıyor. Akhalar, Troia’ya doğru hareket etmek üzereyken şiddetli bir ters rüzgar başlar ve hareket etmelerine engel olur. Sefere çıkmak için uygun rüzgarın esmesini beklerlerken Kahin Kalkhas, Tanrı Artemis‘i kızdırdıklarını ve bu yüzden yol alamadıklarını, fakat Agememnon‘ın kızı Iphigeneia’nın Artemis’e kurban edilmesi şartıyla rüzgarın kesileceğini söyler. Agamemnon kızını kurban ederken Artemis kıza acır ve bıçağın altına bir geyik koyar. Filmin senaryosunun bu hikayeye ne kadar benzeyeceği merak konusu.
Film aynı zamanda Colin Farrell’in The Lobster’dan sonra Lanthimos’la ikinci projesi olma özelliğini taşıyor. Ayrıca Colin Farrell, Nicole Kidman’la Sofia Coppola’nın ödüllü filmi The Beguiled üzerinde çalışırken birkaç hafta sonra bu proje üzerinde de çalışmaya başlıyorlar ve Farrel senaryoyu ilk okuduğunda midesinin bulandığını itiraf ediyor. Her iki film de Cannes’da Palme d’Or için yarışıyor. Beguiled Coppola’ya en iyi yönetmen ödülünü getirirken, The Killing of A Sacred Deer da en iyi senaryo ödülü alıyor.
The Killing of A Sacred Deer’dan bir klip:
2011 yapımı We Need to Talk About Kevin (Kevin Hakkında Konuşmalıyız) filminin yönetmeni Lynne Ramsay‘in 6 yıl aradan sonra gelen son filmi You Were Never Really Here da Filmekimi’nde huzurlarımıza geliyor!
Bu sene Cannes Film Festivali’nde “The Killing of A Sacred Deer” ile birlikte En İyi Senaryo ödülünü paylaşan You Were Never Really Here, aynı zamanda Joaquin Phoenix’e de Cannes’da en iyi aktör ödülünü kazandırdı.
Başrollerini Ekaterina Samsonov ve Joaquin Phoenix‘in paylaştığı filmin konusu ise bir savaş gazisinin küçük bir kızı seks işçiliğinden kurtarmaya çalışmasının çok kötü bir şekilde sonuçlanması üzerine. Bu arada filmin Bored to Death‘in de yazarı olan Jonathan Ames‘in aynı adlı romanına dayandığını da söylemeden geçmeyelim.
You Were Never Really Here fragmanı:
2017 Cannes Jüri Büyük Ödülü’nü ve Kuir Palmiye ödülünü alan 120 BPM (120 battements par minute) de Filmekimi’nde izleyeceğimiz şaheserlerden.
Bu seneki Cannes Film Festivali’nin jüri başkanı Pedro Almodovar’ı gözyaşlarına boğan 120 BPM, AIDS’in dur durak bilmeden can aldığı 1990 yılların başında geçiyor ve umarsamaz topluma karşı sesini yükselten Act Up Paris örgütünü ve eylemcilerini konu alıyor.
Filmin adı, ortalama bir insanın dakikadaki kalp atış hızı olan 120 bpm (beats per minute)’den geliyor. Cannes Jüri Büyük Ödülü ve Kuir Palmiye ödüllerinin yanı sıra FIPRESCI ödülü ve François Chalais ödüllerini de alarak toplamda 4 ödülle dönen 120 BPM’in başrollerinde Nahuel Pérez Biscayart, Arnaud Valois ve Adèle Haenel yer alıyor.
120 BPM fragmanı:
Filmekimi 2017’de Cannes ödüllü filmlere doyacağız anlaşılan. “Yönetmenlerin 15 Günü” bölümünde yarışarak büyük ödülü alan Un beau soleil intérieur (Bright sunshine in) de Filmekimi’nde!
Claire Denis‘nin yönetmenliğini üstlendiği filmin başrolünde, boşanmış bir anneyi canlandıran ve tekrar gerçek aşkı arayan Juliette Binoche var. Senaryosunu Christine Angot ile birlikte yazan Denis’nin filminde Gérard Depardieu, Xavier Beauvois, Valeria Bruni Tedeschi, Nicolas Duvauchelle gibi isimler de yer alıyor. Zaten Binoche’suz bir Cannes ve Filmekimi düşünülemezdi.
Bright sunshine in’den bir klip:
Bu sene en çok beklediğimiz filmlerden biri olan mother!’la ilgili diğer yazılarımıza da göz atın:
Artık kaç film çektiğini takip edemediğimiz Onur Ünlü’nün yeni filmi de Filmekimi’nde!
Filmekimi 2017 çizelgenizi hazırladınız mı?
Filmekimi 2018 filmlerini de açıklandıkça yine sitemizden yayınlamaya devam ediyoruz.