İhanet Filmleri: Tutkuya ve Entrikaya Doyacağınız 20 En İyi İhanet Filmi

Fas’ın Casablanca şehrinde bir gece kulübü olan Rick, II. Dünya Savaşı sebebiyle eski sevgilisi Ilsa ve kocasına yardım etmeyi kabul eder. Ancak ikilinin aşkı tekrardan filizlenecektir. Casablanca, çıktığı sene En İyi Film dahil 3 Oscar ödülü kazanmıştır ancak yalnızca o dönemle kalmayıp günümüzde de gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında her zaman konuşulmaktadır. Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman ikilisinin kimyası filmi yalnızca klişe bir romantizm filmi yapmamış, ayrıca hikâyesi, diyalogları ve güçlü duygusuyla hak ettiği şekilde bu listenin de en üst sırasına koymuştur.

İlişkileri kötüye giden bir çift, bir operasyonla birbirlerini zihinlerinden sildirmeye çalışır. Ne kadar az söylenirse o kadar keyif alınacak olan Michel Gondry filmi Jim Carrey ve Kate Winslet’li kadrosu ve çılgın dahi Charlie Kaufman senaryosuyla bizi güldürmüş, mutlu etmiş ve daha sonrasında da kalbimizi parçalamıştır.

Eşlerinin kendilerini birbirleriyle aldattığını düşünen iki komşu, güçlü bir bağ kurarlar. Ancak eşleri gibi olmamayı isteyerek bu duygunun romantik bir ilişkiye dönüşmemesine önem gösterirler. Wong Kar-wai, perdeye ve ekranlarımıza olabildiği kadar romantik, olabildiği kadar duygusal ve olabildiği kadar kalbimizi kıran bir hikâye koymuştur, ayrıca bunu da kendi tarzından kopmadan ve hiçbir zaman klişeye kaymadan başarmıştır. İzlemeden önce ve izlerken dikkat edilmesi lazım, çok üzer… bizden söylemesi!

Amy Dunne kayıptır. Evinde boğuşma izleri ve şiddet kanıtları bulunduğu üzere baş şüphelisi kocasıdır. Ancak gerçek göründüğü gibi değil ve göründüğü kadar basit değildir. Ben Affleck ve Rosamund Pike’ın başrollerini çektiği David Fincher filmi senaryosu da kendisine ait olan Gillian Flynn’in aynı isimli romanından uyarlanmıştır.

Güney Amerika’da bir grup Nazi’nin arasına sızan bir kadın, görevini yerine getirmek için gruba ne kadar sızmayı başaracak ve ne kadar ileri gidecektir? Alfred Hitchcock yönetmenliğindeki filmin başrollerinde dönemin Hollywood yıldızları Cary Grant ve Ingrid Bergman’ı görmekteyiz.

Herkesi manipüle edebilen dul bir kadın ve eski aristokrat sevgilisi, genç ve evli bir kadını yolsuzlaştırabilecekleri üzerine iddiaya girerler. Entrikalar, şehvet ve intikam temalarıyla dolu filmde Glenn Close, John Malkovich ve Hollywood’da adı yeni duyulmaya başlayan Uma Thurman’ın güçlü performansları dikkat çekicidir.

Sporu bırakmış eski bir tenis oyuncusu olan Chris, ders verdiği zengin bir adamın nişanlısına aşık olur. Ve bu kadınla birlikte olabilmek için her şeyi yapacaktır. Cinsel taciz suçlamalarıyla artık Hollywood’da ‘yeri olmayan’ Woody Allen’ın çektiği nadir gerilim filmlerinden biridir.

Akli dengesi yerinde olmayan bir kralla evli olan genç bir kraliçe, doktoruna aşık olur. Ve bu aşkın sonucunda ikisi bir devrim yaratacak ve Danimarka’yı değiştirecektir.

II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru çok kötü bir biçimde yanmış bir İngiliz askeri, genç bir hemşireyle iletişime geçerken kazadan öncesini tekrardan yaşar. Vücudu bu kadar kötü bir şekilde yanmadan önce ihanet dolu bir aşk üçgeninde olduğunu görürüz. The English Patient çıktığı sene tam 9 Oscar ödülü alarak ‘Oscar bait’ adı verilen filmlere yeni bir bakış açısı getirmiştir.

Emekliye ayrılan bir lise öğretmeni, okulda çalışmaya başlayan genç bir resim öğretmeniyle arkadaş olur. Ancak arkadaşlıkları genç öğretmenin 15 yaşındaki bir erkek öğrencisiyle ilişki yaşamaya başladığının ortaya çıkmasıyla farklı bir hal alacaktır. Dönemeçli ve sürprizlerle dolu filmde başrolleri Cate Blanchett ve Judi Dench paylaşmaktadır.

Yahudi Soykırımı’ndan canlı çıkan ancak ciddi derecede yaralanan yüzünü plastik cerrahi ile değiştiren bir kadın, sevdiği adamı aramaya koyulur. Ancak sevdiği adamı aramasının sebebi, onu Naziler’e vererek ihanet edip etmediğini öğrenmek olacaktır.

İki çift. İki kadın. İki erkek. Entrikalar, aldatmalar, intikam almalar, kavgalar, barışmalar, gerçek ve sahte aşklarla dolu dört hayat. Aynı isimli bir tiyatro oyunundan uyarlanan filmde Clive Owen, Natalie Portman, Julia Roberts ve Jude Law bu dört karaktere hayat vermiştir. Akıcı hikâyesi, hem şaşırtan hem de ağır bir şekilde etkileyen diyalogları ve muhteşem performanslarla akılda kalan bir Mike Nichols filmi olmuştur. Tiyatro oyunu da Türkçe’ye çevrilerek bir dönem ülkemizde de sergilenmiştir.

Çaresiz bir adam, yıllar önce onu terk eden aşkını bulma arayışına girer. Tek amacı onu neden terk ettiği sorusuna bir cevap almak olacaktır. Ralph Fiennes ve Julianne Moore gibi yıldızların başrollerinde olduğu filmi, The Crying Game ile adını duyuran İrlandalı yazar ve yönetmen Neil Jordan yönetmiştir.

Evli bir adamın yaşadığı tek gecelik bir ilişkiden sonra hayatını kaos ve tehlike saracaktır. Tek gecelik ilişkiye girdiği kadın onu ve ailesini takip ederek hayatlarını tehlikeye atacaktır. Michael Douglas ve muhteşem bir performansla Glenn Close’u izlediğimiz film çıktığı dönemde çok ses getirmiş ve senenin en hasılat getiren filmlerinden biri olmuştur.

Zalim’ üvey kardeşler, okullarına yeni gelen müdürün kızını gördükten sonra bir iddiaya girerler: Hangisi bu kızla önce yatıp bekaretini alırsa kazanacaktır. Ancak aralarından birinin kıza aşık olması ihtimalini hesaba katmamaları, aralarında da tehlikeli bir savaşa dönüşecektir. Listemizde yer alan Dangerous Liaisons’un gençlere yönelik modern versiyonu olarak da geçmektedir.

İngiliz Parlamentosu’nun güç sahibi üyelerinden biri, oğlunun nişanlısına aşık olur. Ve bu ilişkinin açığa çıkması riskini göze alan ikili, gizli bir aşk yaşamaya başlar. Jeremy Irons ve kalp burkan bir performansla Juliette Binoche’yi izlediğimiz filmin etkileyici soundtrack’i en dikkat çekici özelliklerinden biridir.

Kral VIII. Henry’nin kraliçe olmak isteyen Boleyn kız kardeşlerle ilişkisini anlatan dönem dram filmi, dikkat çekici İngiliz ağırlıklı kadrosu ve Natalie Portman ve Scarlett Johansson’un Boleyn kız kardeşleri oynamalarıyla akıllarda kalmıştır.

New York’ta mutlu bir evlilikleri olan bir orta yaşlı bir çiftin hayatı, kadının kocasını ondan daha genç bir adamla aldatmaya başlamasıyla ters yüz olacaktır.

Zengin bir Wall Street borsacısı, eşinin onu bir adamla aldattığını keşfeder. Parasını ve gücünü kullanarak adamı, eşini öldürmesi için ikna eder. Dışardan bakıldığında kendisinin cinayetle hiçbir ilgisi olmayacaktır, neredeyse mükemmel bir plandır… neredeyse. Alfred Hitchcock’un klasik başyapıtlarından 1954 yapımı Dial M for Murder’ın modern versiyonu olan filmde Michael Douglas, Gwyneth Paltrow ve Viggo Mortensen başrolleri paylaşmaktadır.

Kocasını aldatan kadının hayatı, gerçekleşen bir kazayla karmaşık bir hal alacaktır. Kocası da kendisini aldattığı eşini severek korumaya devam mı edecek yoksa daha kötü olması için elinden gelen her şeyi yapacak mıdır? Listemizde de yer alan Unfaithful filminin İngiliz ve daha acıklı versiyonu olarak da geçmektedir. Separate Lives, Tom Wilkinson ve Emily Watson gibi oyuncular hünerlerini, Gosford Park ve Downtown Abbey gibi ‘İngiliz entrikası’ hikâyelerinin ustası Julian Fellowes’in filminde göstermiştir.