9–20 Ekim’de gerçekleşen ve bazıları çevrimiçi, bazıları da sinemalarda gösterilecek 39. İstanbul Film Festivali‘nin Ulusal Belgesel Yarışması filmlerinden biri olan Muhammed Ali, hem işitme hem de bedensel engelli olan Muhammed Ali Çimen’in tavsiye ile başladığı yüzmedeki azmi ve başarısına odaklanan, ümit verici bir hikaye.
Uzun yıllardır doktor gözetiminde olan ve bir gün ameliyat olarak en azından bir engelinden kurtulmayı uman Muhammed Ali Çimen, belgesel boyunca, sağır ve yürüme engelli olmanın insanın hayallerine giden yolda hiçbir engel teşkil etmediğini gösteriyor bizlere. Muhammed, annesi, babası, kardeşleri ve anneannesiyle birlikte Konya’da yaşıyor ve en büyük destekçisi ve sağ kolu da her işine koşan anneannesi. Film boyunca bir an bunu unutup anneannesini annesi sanmak mümkün çünkü karakterlere çok fazla odaklanmadan ve herhangi bir tanıtım yapmadan direkt Muhammed üzerinden açılıyor belgesel ve ikisinin ilişkisinden ilerliyor. Annesi de, babası da hayatta olmasına (hatta aynı evde yaşıyorlar) rağmen üçünü bir arada gördüğümüz tek bir sahne yok ya da ben hatırlayamadım. Ama gördüğümüz kadarıyla annesiyle babası da işitme engelli ve belki de bu yüzden anneannesi sağ kolu oluyor.
Belgeselde herhangi bir anlatıcı ve dış ses yok, hatta müzik bile yok denecek kadar az. Film izleme ekranından altyazıları açarsanız işaret dili konuşulan bazı sahnelerin çevirisini görebiliyorsunuz ama maalesef hepsini değil. Yönetmen Nursen Çetin Köreken‘in takdire şayan olarak film için işaret dili öğrendiğini ve altyazı çevirisine katkıda bulunduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Diğer taraftan, bu çok iyi ilham hikayesi hamurunun, çok daha iyi pişirilebilme şansı olduğu söylenebilir zira sinopsiste aktarılanların birçoğunun perdeye tam yansımadığı hissini uyandırdı bende film. Doktorun ameliyatı riskli bulup yüzmeyi tavsiye etmesi ve hatta bir okul ve hoca önermesinden sonra çok hızlı gelişiyor olaylar ve duygulara odaklanmak zorlaşıyor. Muhammed’in ilk kez suya girdiğinde duyduğu ”endişe”yi, havuzda kendini ‘hiç olmadığı kadar özgür” hissetmesini ve Cenk hocanın Muhammed’i yarışmaya katılmaya ”ikna” etmesini göremiyoruz. Hatta ikna bir kenarda dursun ”bir yarış var, ona katılıyoruz tamam mı?”dan öte başka bir diyaloğa ya da duyguya şahit olmuyoruz izleyici olarak.
Muhammed Ali, Kahramanmaraş’ta katıldığı bir yüzme yarışmasından birincilikle dönüyor ve filmin sonunda öğrendiğimize göre de sonraki yıllarda madalyalarını artırmaya devam ediyor. Yüzmeye başladıktan sonra doktorunun görüşlerine ve Muhammed’in bu yeni tutkusuyla ilgili planlarına ve hislerine keşke daha yakından şahit olabilseydik. Umarız bu güzel azim hikayesinden daha da güzel haberler duymaya devam ederiz gelecekte.
Muhammed Ali sağır ve yürüme engelli bir gençtir. En büyük hayali bir gün yürüyebilmektir. Uzun yıllardır doktor gözlemi altındadır ve ameliyatından sonra yürüyebileceği anı bekler. 14 yaşındayken doktoru ameliyatın daha büyük sorunlara neden olabileceğini söyler ve yüzmesini önerir. Anneannesi Ümmü, yüzme havuzunun müdiresi ile konuşur. Yüzme antrenörü Cenk, Muhammed Ali’ye yüzme öğretmeyi gönüllü olarak kabul eder. Muhammed ilk kez suya girdiğinde endişe duyar. Ancak antrenörüyle aralarında olumlu bir iletişim kurulduğunda yüzmeyi öğrenir ve kendini geliştirir. Havuzdayken kendini hiç olmadığı kadar özgür hisseder. Cenk, onun tutkusuyla cesaretini görür ve onu yarışmaya katılmaya ikna eder. Büyük heyecan duyan Muhammed Ali’nin artık yeni bir hayali vardır: Yüzme şampiyonu olmak.
Yönetmenler Directors: Nursen Çetin Köreken, Ümit Köreken Senaryo Screenplay: Nursen Çetin Köreken, Ümit Köreken Görüntü Yön. Director of Photography: Murat Can Memiş Kurgu Editing: Doruk Kaya Müzik Music: Cafer Ozan Türkyılmaz Katılanlar With: Muhammed Ali Çimen, Ümmü Akman, Cenk Utkuoğlu Yapımcı Producer: Nursen Çetin Köreken Ortak Yapımcılar Co-Producer: Ufuk Genç Yapım Production Co.: Drama Yapım Film Medya, LightBurst Pictures GmbH Dünya Hakları World Sales: Drama Yapım Film Medya