Bu yıl 23 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek 2020 Sundance Film Festivali‘nde, festivale dönüş yapan Dee Rees (The Last Thing He Wanted), Sean Durkin, David France, Janicza Bravo ve Miranda July (Kajillionaire) gibi yönetmenlerin yanı sıra, Radha Blank, Ekwa Msangi ve Florian Zeller gibi Sundance’e yeni katılacak isimler de yer alıyor.
İşte festivalden heyecanla beklenen 20 yapım:
Belgesel yarışma bölümündeki dikkat çeken yapımlardan biri de Bill ve Turner Ross kardeşlerin son filmi Bloody Nose, Empty Pockets. Ross kardeşler, Americana üçlemesinin son halkası olan, 2015 yapımı Western ile Sundance’te Özel Jüri Ödülü’nü kazanmıştı.
Belgesel yarışma bölümündeki “Boys State”, izleyicileri 17 yaşındaki bir grup Teksaslı erkek çocuğun, kendi yerel, ilçe ve eyalet hükümetlerini oluştururken neler öğrenebileceklerini görmeye davet ediyor. Filmin yönetmenliğini, The Overnighters ile daha önce Kuzey Dakota petrol sahalarındaki yaşama samimi bir bakış çizen ve bununla Jüri Özel Ödülü’nü kazanan Jesse Moss ve Amanda McBaine üstleniyor. Belgesel, “Inconvenient Truth” yapımcısı önderliğindeki, belgesel odaklı yeni bir stüdyo olan Concordia Studio tarafından hazırlandı.
Sundance’de ünlü Starz belgeselleri “America to Me”yi piyasaya sürdükten iki yıl sonra, yönetmen Steve James, başka bir Chicago setli hikayeyle bu sefer banliyö lisesini siyasi bir zemin için değiştirerek Park City’ye geri dönüyor. “City So Real” 2019 belediye kampanyasını, Laquan McDonald’ı öldüren bir polis memurunun çakışan duruşmasını ve bu ikisinin hem bölünmüş bir şehri hem de bölünmüş bir ülkeyi nasıl gösterdiğini izliyor.
Netflix yapımı bu yaratıcı portrede yönetmen Kirsten Johnson (Cameraperson) 86 yaşındaki babasını, ölüm fantezilerini sahneye koyarak sonsuza dek hayatta tutmanın bir yolunu arıyor. Baba ve kız birlikte, hepimizi bekleyen büyük kaçınılmaz son ile yüzleşiyor.
Tanzanya-Amerikalı sinemacı Ekwa Msangi, ilk uzun metrajlı filmini Brooklyn’deki yabancı bir Angola göçmen ailesini takip eden “Farewell Amor” ile yapıyor. Film, ortak bir tarihle birbirine bağlanmış üç karakterin eşsiz bakış açılarını sunan evrensel bir göçmen hikayesi. Amerika’yı en başından itibaren tanımlayan nesiller arası hikayeye samimi ve kişisel bir bakış.
Dolambaçlı baba-kız draması The Father, Christopher Hampton (“Dangerous Liaisons,” “Atonement”) ve popüler oyununu uyarlayıp ilk kez yöneten Fransız oyun yazarı Florian Zeller tarafından sunuluyor. (2015 Fransız uyarlamasına “Floride” adı verilmişti ve Jean Rochefort rol almıştı). Anthony Hopkins, sadece ilgili kızı (Olivia Colman) tarafından tutulan bakıcılarla değil, aynı zamanda gerçeklik tutkusuyla güreşen yaşlanan bir Londralı. Kocası (Rufus Sewell), yaşlanmaya giderken babasına olan bağlılığını ne kadar sürdürecek? Hopkins ve Colman’ın bu hareketli ve öngörülemeyen ve Oscar’a göz kırpan draması senenin merakla beklenenleri arasında.
Oyun yazarı ve senarist Radha Blank (“She’s Gotta Have It”, “Empire”) ilk uzun metrajlı filminde, kendini yeniden keşfetmeye ve sanatsal sesini kurtarmaya karar veren şanssız bir New York oyun yazarı hakkında yazıyor, yönetiyor ve hem de oynuyor. Bakalım 40 yaşında bir rapçi olmayı başarabilecek mi?
Nanette Burstein, (“On the Ropes”) Hillary Clinton‘un yaşamının ve kariyerinin “kapsamlı” bir tarihi olarak adlandırılan dört bölümden oluşan sınırlı bir dizide gerçeği kurguluyor. Kampanyasından daha önce yayınlanmamış görüntüler, dokümanlar liderin tanımlayıcı anına dayanırken, Bill Clinton, Chelsea Clinton, arkadaşlar, gazeteciler, rakipler ve Clinton’un kendisi ile röportajları birleştirerek baştan sona iç içe geçiyor. Belgesel 6 Mart 2020’de Hulu’dan izlenebilecek.
Yazar, film yapımcısı, Instagram auteur ve ikon kadın Miranda July‘ı en son 2011’de The Future ile gördük ve Josephine Decker’in “Madeline’s Madeline”deki oyunculuğu da kendisini ne kadar özlediğimizi farkettirdi ve July sonunda yine yazıp yönettiği Kajillionaire ile 9 sene sonra festivallere döndü. Kajillionaire, 26 yılını, tek kızlarını (Evan Rachel Wood) dolandırıcı olmak için eğiten iki ebeveynin (Richard Jenkins ve Debra Winger) planladığı yeni bir soygun üzerine komedi filmi.
Dee Rees’in bu Joan Didion uyarlamasında, deneyimli bir D.C. gazetecisinin (Anne Hathaway) İran-Kontra Skandalı / Irangate (Ronald Reagan yönetimi sırasında Kasım 1986’da ortaya çıkan politik bir skandal) nedeniyle başına gelenleri konu alıyor. Elena McMahon rolünde Anne Hathaway, babası rolünde Willem Dafoe yer alıyor. Oyunculara eşlik eden isimler arasında Ben Affleck, Toby Jones, Rosie Perez ve Edi Gathegi de var.
Film yapımcısı Sean Durkin, 2011 Sundance Film Festivali’nde ürkütücü “Martha Marcy May Marlene” ile bir sıçrama yaptı ve bu da ona Dramatik Yönetmenlik Ödülü kazandırdı ve yıldız Elizabeth Olsen’ın da kariyerini başlattı. O zamandan bu yana, Durkin esas olarak televizyonda yönetmenlik yaptı (“Southcliffe”) ve arkadaşlarının indie kolektif Borderline Films (“James White,” “Christine,” “Annemin Gözleri”) yapımlarına öncülük etti. Durkin sonunda Sundance’e “The Nest” ile geri dönüyor. Nest, 1980’de İngiltere için banliyö Amerika’dan kaçan İngiliz bir girişimci (Jude Law) ve Amerikalı eşinin (Carrie Coon) hikayesini anlatıyor.
“It Felt Like Love” ve “Beach Rats filmlerinden sonra Eliza Hittman kendini genç yetişkinliğin samimi, ağrıyan portrelerinin ve tüm korkunç arzularının ustası olarak ilan etti. Talia Ryder ve Sidney Flanigan şeklinde yepyeni bir çift ile Never Rarely Sometimes Always’te tematik takıntılarında dramatik bir bükülme yaşatacağa benziyor.
Son sekiz yıldır, Miami’nin en parlak film yapımcıları ve sanatçılarından oluşan cesur bir genç grup, şehrin film sahnesini sessizce canlandırıyor. Borscht kolektifi, Sebastian Silva, Terence Nance ve Celia Rowlson-Hall gibi film yapımcılarının çalışmalarını da dahil etti ve destekledi. On yıldan kısa bir sürede Borscht Sundance’e 17 kısa film gönderdi. Borscht bu yıl Sundance’in ileriye dönük bölümünde ilk uzun metrajlı filminin galasını yapacak. Antoloji filmi, Nance, Rowlson-Hall, The Daniels, Hannah Fiddell, Meza Brothers’ın yönettiği bölümlerin yanı sıra kurucu üyeler Lucas Leyva ve Jillian Mayer’i de içeriyor.
Herkesin en sevdiği kadın Elisabeth Moss, bu kez yıkık, orta yüzyıl gotik kurgu yazarı Shirley Jackson olarak ekrana geri dönüyor. Michael Stuhlbarg, Jackson’ın bir sonraki romanına yem olan genç bir çiftin (Logan Lerman ve Odessa Young) gelmesiyle hayatı sarsılan profesör koca Stanley Hyman olarak rol alıyor. Yönetmen ise Madeline’s Madeline’den tanıdığımız Josephine Decker.
“Time” ile film yapımcısı Garrett Bradley, 2017 New York Times Op-Doc “Alone” filminde bu kadar çok araştırdığı sevgi ve hapsetme konularına geri dönüyor.
Sundance’te prömiyeri yapılan birçok belgesel, revaçta konuları veya dedikodu üretmek için hazır olan güncel sorunları ele alıyor. Özellikle Dünya Sineması – Belgesel Yarışmasında, daha küçük kurgusal olmayan keşifler için bolca yer var. Ünlü belgesel “Honeyland” 2019’da geniş çaplı gösterime girmeden ve sonunda iki Oscar adaylığı kazanmadan önce Sundance’te prömiyerini yaptı. Bu yıl, “Truffle Avcıları”nın aynı yolu izlemesi yüksek ihtimal.
Florida’daki Marjory Stoneman Douglas Lisesi öğrencileri, okullarında yapılan ve 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan kitlesel bir saldırının ardından, ulusal silah şiddeti salgınına karşı konuşuyorlar.
Bir grup aktivist Çeçenya’da LGBTQ+ hakları için savaşarak hayatlarını riske atıyor. HBO, Sundance dünya prömiyerinden önce filmi kaptı, bu yüzden ilgilenen izleyicilerin Fransa’nın en yeni gönül avcısını keşfetmek için çok uzun süre beklemelerine gerek yok.
Zola adlı bir striptizci Florida’ya vahşi bir yolculuğa çıkar. Janicza Bravo yönetmenliğindeki filmde Taylour Paige, Riley Keough ve Colan Domingo yer alıyor.
Kaynak: IndieWire