2016’da gazeteci David Farrier ve Dylan Reeve yönetmenliğinde çekilen, kıyıda köşede kalmış ilginç bir belgesel Tickled. Netflix üzerinden izleyebileceğiniz yapımda, paranın getirdiği güven ve güç sayesinde, kendi tuhaf takıntılarını ve bastırılmış bilinçaltını tatmin eden bir adamın hüzünlü ve zorbalıkla dolu hikayesini izliyoruz.
“İlginç ve tuhaf hikayelere” odaklanan Yeni Zelandalı bir gazeteci olan David Farrier, genç atletik erkeklerin birbirleri tarafından tutulduğu ve gıdıklandığı, “rekabetçi dayanıklılık gıdıklaması” olarak tanımlanan bir etkinlik (spor müsabakası olarak da geçiyor) hakkında çevrimiçi videolar izledikten sonra kendini bir araştırmanın içinde buluyor.
Videoların yapımcısı Jane O’Brien Media ile röportaj yapmak istiyor, ancak şirket “eşcinsel bir gazeteci ile ilişki kurmayı” reddediyor (Farrier aslında biseksüel). Farrier, diğer erkekleri gıdıklama eyleminin zaten “gey” olduğunu düşündüğü için, Jane O’Brien Media’nın düşmanca tepkisi yüzünden kafası karışıyor ve rahatsız oluyor, ama merakı geçmiyor.
Farrier, televizyon yapımcısı Dylan Reeve ile gıdıklama videoları ve bunları yapan insanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için birlikte çalışmaya başlıyor.
Farrier olayla ilgili blog yazdıktan sonra, Kevin Clarke ve diğer iki temsilcisini Yeni Zelanda’ya gönderen Jane O’Brien Media‘dan yasal tehditler alıyorlar. Her ne kadar etkileşimleri yüzeysel olarak samimi olsa da, Jane O’Brien Media mensupları, araştırmacıları projeyi bırakmaya zorlamak istiyorlar. Farrier ve Reeve, Los Angeles’a seyahat ederek yanıt veriyor ve O’Brien Media temsilcilerini video kaydı yaptıkları yerlerinde buluyorlar. Tabii ki kapıdan giremiyorlar.
Bu garip fenomeni (fetişi mi demek daha doğru olur bilemedik) daha fazla araştırırken, 1990’larda online gıdıklama videosu alımına ve dağıtımına öncülük eden Terri DiSisto (takma adı “Terri Tickle”) olarak bilinen bir kişi hakkında bilgi ediniyorlar. Bağımsız gıdıklama video yapımcısı Richard Ivey ile röportaj yapıyorlar. Jane O’Brien Media’nın yapımcılarının, kendilerine yönelik hakaret kampanyaları yürüttüğü, kişisel bilgilerini açığa vurduğu ve cinsel sapkın olarak itibarsızlaştırılmaya çalışılan birkaç eski katılımcıyla konuşuyorlar.
Farrier ve Reeve, şans eseri, Jane O’Brien Media’yı, “Terri Tickle” takma adının arkasındaki eski okul yöneticisi David D’Amato’ya bağlayan, iptal edilen bir gıdıklama video web sitesindeki belgelerle karşılaşıyor. D’Amato’nun, iki farklı üniversitedeki bilgisayar sistemlerini birden fazla tarihte etkisiz kılmak için altı ay hapis cezasına çarptırıldığını, daha da kötüsü, çevrimiçi ilişkilerini sonlandırmaya çalışan, 18 yaşında bir erkek öğrencinin aleyhinde bu suçu işlemeye çalıştığını öğreniyorlar.
D’Amato’nun, başarılı bir avukat olan babası tarafından önemli bir mirasa konduğunu da tespit ediyorlar. Adamı bulmak için büyük çaba harcadıktan sonra, D’Amato ile arabasına binmek üzereyken caddede yüzleşiyorlar. Yeni Zelanda’ya dönmeden önce, Farrier, D’Amato’nun üvey annesi Dorothy ile bağlantı kuruyor; annesi adamın “gıdıklama” geçmişini kesin olarak onaylıyor ve Farrier, D’Amato’nun hala buna dahil olduğuna inandığını söylüyor. Gelin üvey annesinin telefonda neler dediğine göz atalım:
D: Size şunu söyleyelim, onunla görüşmüyorum.
F: Bunun sona erdiğini düşünmüş müydünüz?
D: Düşünmüştüm tabii, sona ermişti. Çünkü cezasını çekti, bunu biliyorsunuzdur. Ama anlamıyorum, neden tekrar yapmaya başladığını anlamıyorum. Çok şaşırdım. Ne zamandır yapıyormuş?
F: Aslında hiç durmamış.
Belgeselle ilgili soru cevapları incelemek isterseniz, yönetmenlerin katıldığı Reddit AMA’sına göz atabilirsiniz.