Maria, Giorgio, Andrea ve Bruno beklenmedik olaylarla karşılaşırlar. Amaçları insan olarak kalmak ve hayatta kalmak ve teknoloji takıntılı insanlara, yani zombilere karşı bir tedavi bulmaktır. Alın size alegori gibi alegori!
”Ne biçim afiş” derken bir anda afişe gizlenmiş hayaletimsi zombiyi görünce bir şey dememe kararı alacağınız filmlerden biri. Çok uzak olmayan bir gelecekte, insanlık asla ölmeyecek, asla teslim olmayacak, ölülerden dönen bir düşmanla yüzleşir. Dört asker, kendi hayatlarını ve zombi kıyametinden kurtulanların hayatlarını etkileyecek bir göreve başlar.
22 kişinin oylarıyla aldığı 8.0 IMDB puanına yakışmayan bir film afişi daha. Garez günleri geçeli çok oldu ama hala paint terk 🙁 Tom ve Jack’in ölümünden sonra, Becky ve Jill zombi kıyametinde yolculuklarına devam ediyorlar. Amaçları sadece hayatta kalmak, ta ki bir sığınak için gizemli işaretleri görene kadar.
Komedi ve korku birlikte pek yakışmıyor sanki ya ne dersiniz? Sayfanın sağındaki ”geri bildirim” butonundan ya da yazının sonundaki yorum alanından görüşlerinizi bekliyoruz. Ted kendisinin bir zombi olmadığını biliyor. Karayipler’deki boş vaktinde bir “deri şey” aldı çünkü kendine. Ancak komik ailesi, özellikle de grup terapisinde tanıştığı sıcak bir vampiri eve getirdikten sonra pek ikna olmuşa benzemiyor. Filmin afişinde ”onu beyni için seviyor” yazıyor.
Afiş fena değil. ”Çocukları düşün” mottosuyla bin tane de festival yaprağı iliştirmişler tepeye. Biraz dikkat çekiyor tabii. Seviyeyi yükseltmişler bir zombi filmine göre. Film, bir grup arkadaşın, ormanda, et yiyen çocukları dünyaya salan bir araştırma laboratuvarı bulma hikayesini anlatıyor. Nasıl et olduğunu anladınız siz. Filmden biraz Evolution havası aldık.
Kamera o tomeru na!
Yine korkuya komedi katma çabası. Terk edilmiş bir İkinci Dünya Savaşı Japon tesisinde, düşük bütçeli bir zombi filmi çeken bir yönetmen ve film ekibi için işler, gerçek zombiler tarafından saldırıya uğradıklarında kötüye gidiyor. Sağdan ikinci sırada maske mi var nedir?
Aslında Mummy‘nin de konusuna çok benziyor. Bir grup arkadaş eski bir heykel keşfediyor ama bu heykel öyle sıradan değil takdir ve tahmin edersiniz ki. Arkadaşlarımızı kontrol altına alıyor ki kendisine insan kanı getirsinler ve iblisimiz de dünyaya hükmedebilsin. Ete gelsin, cana gelsin. Tabii ki bir dedektif, papaz ve pizzacı çocuk da çok geçmeden iş birliği yapmak zorunda kalıyor.
Annihilation zone’una girmiş gibi bir deep learning afiş. Bir adam, kendi kimliğini bulmak ve yeterince uzun süre hayatta kalmak için, hayatta kalanlar ve katillerle dolu bir kıyamet sonrası dünyada uyanır. Hiçbiri ne yaptığını biliyor gibi durmuyor.
Yine yaratıcı bir afiş ama ne filmi olduğu yine tam anlaşılmıyor. Müzikal mi, komedi mi, zombi filmi mi allaseniz? Ubusan: Lolas ve Zombies, Jose Manalo, Wally Bayola ve Paolo Ballesteros’un oynadığı Mark A. Reyes’in yönettiği bir 2017 Filipin komedi-korku filmi. Filmin adı 2016 Kore yapımı zombi filmi, Train to Busan‘a yapılan bir kelime oyunu. APT Entertainment’ın bir parçası olarak M-Zet Productions’ın yapımında ve 22 Kasım 2017’de Filipinler’de sinemalarda yayınlandı. Afişin altında ortadaki ablamız yine hayata geldiğine bin pişman… ”Beni değiştirin” işareti yapıyor.
Bir uzun yürüyüşçünün hayatta kalma becerileri, eski terk edilmiş bir kampın kalıntılarına rastladığı ve uzun karanlık sırlarını keşfettiği zaman sınava tabi tutulur. Cevap olarak ”A Girl Walks Home Alone at Night” diyoruz.
Lowriders vs. Zombies from Space, San Antonio, TX şehrinde geçen bir komedi Bilimkurgu / Korku filmi. Modern çağda geçer ama 80-90’ların düşük bütçeli “B” filmleri tarzındadır. Hikaye, o gece dansa gitmek için hazırlanan, bir grup arkadaş ve ”lowrider” (alçak şasili araba) etrafında geçer. Dans sırasında garip bir yabancı madde içeri sokulur ve herkesi uzaylı zombilere dönüştüren birçok kişiye bulaşır. Bundan sonra tüm cehennem dans salonunun içinde ve dışında oluşmaya başlar. Lowriders, bu uzaylı zombilerin kaynaklarını ve otomobillerini kullanarak hayatta kalmanın yollarını arar.
Çok uzak olmayan bir gelecekte, bilgisayar oyunu endüstrisi lale devrine ulaşır. Sanal gerçeklik, gerçek hayattan ayırt edilemez. Hükümet oyun alanını kontrol etmek için Bölüm C’yi başlatır. ”Censor”ler gizlice oyunlara girer. Görevleri, bunlara izin verilen oyunları yasaklamak için, sınırın ötesinde cinsellik ve şiddete başvurmaktır. Sansürcülerden biri kanlı işinden nefret eden iyi bir adamdır. Diğeri ise garip biri. Ama bir süre sonra sansürcüler bile oyunu, gerçek dünyadan ayırma yeteneklerini yitirmeye başlar.
Bir zombi kıyameti, sakin küçük bir kasaba olan Little Haven’ı Noel’de tehdit eder – Anna ve arkadaşlarını savaşmaya ve hayatta kalma yolunda şarkı söylemeye zorlayarak, onları zombilerle bir şekilde karşı karşıya getirir. Fakat yakında bu yeni dünyada kimsenin güvende olmadığını ve medeniyetin etraflarında dağıldığını keşfettiklerinde, gerçekten güvenebilecekleri tek insanların birbirleri olduğunu anlarlar.
Ölüm saçan bir ev kadını, bir uzaylı tarafından kurtarılırken, mutsuz bir adam da şeytan tarafından ele geçirilip zombiye dönüştürülür. İkisi de katliam yaparken, polis de günü kurtarmak zorundadır.
Zombillenium, Halloween temalı eğlence parkı, gerçek canavarların normal görüntüde saklanabileceği tek yer olacaktır. Bir insan olan Hector, çalışanlarının gerçek kimliğini açıklamakla tehdit ettiği zaman, Vampir Park Yöneticisinin onu işe almaktan başka seçeneği yoktur. Kızını görmek için Hector, zombi ve kurtadam arkadaşlarından kaçmak zorundadır.
Korku ve bilimkurgu ikigeninde, 4 farklı hikaye izleyecektir. Afiş oldukça davetkâr duruyor.
Bu Maze Runner serisi de iyice Starbucks zincirine döndü. Nerdeyse her şehirde her temada bir tane çekecekler. Buyrun bu da zombi temalı olanı. Genç kahraman Thomas, “Flare” olarak bilinen ölümcül bir hastalık için, bir tedavi bulmak üzere yola çıkar. Ölümcül olmasa şaşardık açıkçası.
Sekiz Özel Kuvvetler askeri, ölümsüzler tarafından yönetilen bir şehirden bir bilim insanını kurtarmak için bir intihar görevini gerçekleştirmek üzere yola çıkar.
Chris Redfield, New York’ta ölümcül bir virüs yayarak intikam almaya çalışan ölüm tüccarını durdurmak için Leon S. Kennedy ve Rebecca Chambers’ın yardımına başvurur.
Netflix’in Zombi orijinallerinden biri. Avustralya’da bir salgın yayıldıktan sonra, bir baba kızını korumak istemeye gönüllü birilerini aramaya başlar.
Claudia ve Felipe daha farklı olamaz. Sadece bir zombi kıyameti onları bir araya getirebilir. Zombi zamanlarında geçen komik bir aşk hikayesi yine. Claudia, Felipe, bir sarhoş ve güvenlik görevlisi, güvenlik arayışıyla, birlikte Lima’dan kaçmaya çalışırlar.
Bir Reality TV ekibinin, paranormal olay canlandırması, bir seri katilin hayaleti tarafından evde kovalanmaya başladıklarında gerçek olur.
Les affamés
İlk bakışta Breaking Bad’in Heisenberg’i gibi gözüken afiş, aslında bir zombi filmi yine ve Netflix üzerinden izlenebilir. Quebec’te, küçük, uzak bir köyde, bir şeyler değişmiştir. Yerliler artık aynı değildir – bedenleri parçalanmaktadır ve sevdiklerine karşı hareket etmektedirler. Bir avuç dolusu hayatta kalan insan ormana saklanır ve kendileri gibi insanları bulmayı ümit ederler.
La nuit a dévoré le monde
Bir adam, partiden sonraki sabah, zombi tarafından işgal edilen Paris’e uyanır.
“Lycanimator” 80’li yılların ve 90’ların başlarındaki klasik yaratık filmlerine benzer. Hikaye, bir hafta sonu için terk edilmiş bir eve giden bir grup arkadaşın etrafında geçer. Burada canavar üreten bir bilim insanı ile karşılaşırlar.
Birbirine bağlı bir Yeni Zelanda ailesi, korkularıyla yüzleşmek, böylece başkalarının da onların korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak için Güney Yarımküre’deki en başarılı korku parkını işletir. What We Do in the Shadows’un başarısından sonra korku-komedi teması daha da mı tuttu ne?
Bloodsucka Jones ve onun muhteşem yardımcısı Vanessa, bir çift insanın, zombi ordusuyla savaşmasına yardım ediyor bu filmde.
Antik zombi isteyen gelsin. Eski bir Mısır prensesi, çölün altında bulunan mezarından uyandırılarak, bin yıl boyunca büyüyen kötü niyetini, insani kavrayışa meydan okuyan terörleri beraberinde getirir.
Liseden mezun olduktan 20 yıl sonra Zenith öğrencileri yeniden bir araya gelir. Buluşma sırasında tabii ki zombi salgını ortaya çıkar. Hayatta kalanlar, okulu çevreleyen zombilere karşı bir çıkış yolu bulmalıdırlar.
Ellen Page de bu suratla tüm filmlerde ve oyunlarda yer almayı nasıl başardı senelerdir çok tebrik etmek gerekiyor sanıyoruz. İnsanları zombiye dönüştüren bir hastalık tedavi edilmiştir. Bir zamanlar bulaşan zombiler toplum tarafından ve sosyal sorunların ortaya çıkmasına neden olan kendi aileleri tarafından ayrımcılığa uğramışlardır. Bu, militan hükümetin müdahalesine yol açacaktır.
Michael Turner, Irak savaşından küçük memleketine, rahatlamış bir aileye ve zombilerle dolu ölümsüz bir lejyona beklenmedik bir şekilde geri döner. Küçük kardeşi, et ile beslenen bir yaratığın kazara salıverilmesine katkıda bulunduktan sonra, genç asker, onu kurtarmaya ve dağınık ailesinin geri kalanını aramaya (eski kız arkadaşı ve yeni sevgilisi dahil) başlar.
Bu listedeki afişler içinde en iyilerden biri. Birinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde, yer altının derinlerinde bulunan gizemli ve terkedilmiş bir Alman tesisini araştırmak için, bir savaş sonrası nevrozu yaşayan asker tarafından yönetilen müttefik bir ordu birimi gönderilir. Buldukları şey ölümden daha kötü bir kaderdir.
Claudio Verona genç ve alaycı bir iş adamıdır. Bir gün, bir müşteriyle yapılan önemli bir toplantıdan önce ofis asansöründe mahsur kalır. Çok yakında bu sinir bozucu engel bir kabusa dönüşecektir. Bu metal kafesin dışında, ölümcül bir virüs insanları enfekte etmeye ve aşırı derecede şiddetli ve tehlikeli zombilere dönüştürmeye başlamıştır. Claudio klostrofobik alanından çıkmalıdır, ancak asansör şehrin içinde olması gereken en güvenli yerdir.
Bu listede olmayan ya da sizin sevdiğiniz en iyi Zombi filmi hangisi?