Hepimiz birazcık sürprizden hoşlanırız değil mi? Evet! Öyleyse birazcık, hatta baya bir spoiler seviyorsanız bu listeyi mutlaka sonuna kadar okumanızı tavsiye ederiz. Burada sürprizden kasıt, karanlık, rahatsız edici ve şok edici olması. Listede doksanların sonu, ikibinlerin başında kültleşmiş filmler de var, gereken değeri yeterince görememiş sürpriz sonlu gerilim filmleri de var. Ama hepsinin ortak noktası o sonun hiçbir şekilde beklenmemiş olması. Yoksa beklemiş miydiniz? Beyin yakan ve ters köşe filmler listemize hoş geldiniz:
Filmlerin hepsi ağır SPOILER içermektedir
Hitchcock‘un bu muhteşem gerilim filmi genelde meşhur duş sahnesi ile hatırlanır. Ancak ancak 1960’ların en korkunç, en türüne az rastlanır ve en beklenmedik korku finallerinden birini görmezden gelemeyiz. Filmde, aşırı tuhaf bir karakter olan Norman Bates (Anthony Perkins), görünmeyen bir güç gibi davranan ve kendisine tamamen egemen olan annesi tarafından kontrol altına alınmış bir yaşam sürmektedir. [SPOILER] Kocasını aldatıp zimmetine para geçiren bir kadın ortadan kaybolunca gözler Norman’ın üstüne çevrilir ve korkunç sırrı ortaya çıkar: Norman’ın annesi yıllar önce ölmüştür ve aslında Norman onun kıyafetlerini giyip ortada yaşlı bir kadın gibi dolaşmaktan zevk alan şizofren bir manyaktır.
Psycho IMDB Puanı: 8.5/10
“Eee bunda ne var?” diyebilirsiniz. Ana karakter aslında ölmek üzeredir ve tüm olaylar onun kafasında gerçekleşmektedir. Evet? Ama bu olayı Jacob’s Ladder kadar muhteşem bir şekilde bağlayan başka bir film yoktur nerdeyse. Tim Robbins, korkunç sanrılardan muzdarip bir Vietnam gazisini canlandırıyor ve ordunun bir şekilde kendi birliğini zehirlediğinden şüphelenmeye başlıyor.[SPOILER] Sonunda bunun doğruluğuna ek olarak aslında Vietnam’dan hiç dönemediğini öğreniyoruz. Aslında gördüklerimiz zavallı adamın rüyaları, kabusları ve hayallerinden başka bir şey değil. Bu arada bu tarz gerilim filmlerini seviyorsanız Neill Blomkamp‘ın Firebase adlı kısa filmini de mutlaka izlemenizi öneririz.
Jacob’s Ladder IMDB Puanı: 7.5/10
Bu son derece enteresan gerilim filminde üç filmi dolduracak kadar ters köşe mevcut. En ilginci tabii en sona saklanmış: şeytani doktorumuz Alec Baldwin, aslında arkadaşının karısıyla (Nicole Kidman) işbirliği halindedir ve bir yandan da Kidman’a, yumurtalık kistine neden olan doğurganlık iğneleri vurmaktadır. Böylelikle görevi kötüye kullanmayı bölüştüklerini düşünür. Aslında burada yazdıklarımız bu film için pek de spoiler sayılmaz çünkü izlemeden anlamlı gelmeyebilir. Bundan sonrasında da ikinci ters köşe mevcut. İzleyin.
Malice IMDB Puanı: 8.5/10
O kutuda ne vardı beybabam ya? Bu soruya yıllardır cevap bulunamıyor. Son derece tökezletici bir etki yaratarak gizemin üstünü kapalı tutmaya devam ediyor. Nerdeyse tek soru tüm senaryonun güzelliğinin önüne geçecek. İzleyiciler ölümcül günahlardan (7 ölümcül günah) doğan dedektif hikayesinde kendilerini kaybederlerken, kaçınılmaz sonucu kaçırırlar. Katil, Dedektif Mills’i (Brad Pitt) son günah olan öfkeyi (Wrath) gerçekleştirmesi için korkunç bir neden (Envy) verip kandırır. David Fincher‘ın şaheseri Se7en’da gerilim ve korku filmi öğeleri neredeyse muazzam şekilde bir arada.
Se7en IMDB Puanı: 8.6/10
The Usual Suspects‘te de, The Sixth Sense‘tekinden farkı olmayan ve sonrasında popüler kültürün baya ekmeğini yediği ikonik bir ters köşe mevcut. Alt düzey bir sahtekarı canlandıran Kevin Spacey, korkunç bir katliamdan kurtulmuş olan tek kişidir ve yaşananların ne olduğuna, kimin olaylara karıştığına ve herkesin nasıl öldüğüne dair çıldırmış bir hikayeyi anlattığı gizli gerilim dolu bir yolculuğa çıkarız.[SPOILER] Sonunda her şeyin zırvalamadan ibaret olduğu ve aslında aranan adamın Kevin Spacey olduğu ortaya anlaşılır. Bu gerçeği polislerden sadece on beş saniye önce öğreniriz. Who is Keyser Söze?
The Usual Suspects IMDB Puanı: 8.6/10
Doğanın kanununu en büyük ters köşelerden biri yapmak biraz yürek isteyen bir durum ve David Fincher, Alien 3 ve Se7en’dan sonraki üçüncü uzun metraj filmi The Game‘de bunu çok iyi başarıyor. Nicholas Van Orton (Michael Douglas), kardeşi aracılığıyla bir oyun tuzağına katılmış bir halde buluyor kendini, derken hayatından kaçmaya başlıyor, kazara kardeşini öldürüyor ve intihar etmeye çalışıyor.[SPOILER] Tüm bunların sonunda hepsinin oyunun bir parçası olduğu ortaya çıkıyor. Tıpkı filmin adı gibi. Gerilim filminlerindeki tüm unsurlara adeta doyacaksınız. Ve The Game, gerilim filmleri kategorisinde hayatınızın çok önemli bir köşesinde yerini almış olacak.
The Game IMDB Puanı: 7.8/10
The Matrix‘in ilham kaynaklarından biri olan bilimkurgu filmi Dark City‘de, John Murdoch’ın (Rufus Sewell) kendini karanlık ve suç kokan bir dünyanın içinde kapana kısılmış halde buluyor.[SPOILER] Fakat tüm şehrin bir demo olduğunu düşünmediğinize eminiz! Tüm şehir aslında bir uzay gemisinin içinde oluşturulmuş gerçek boyutlu bir simülasyondan ibaret. Welcome to the Matrix!
Dark City IMDB Puanı: 7.7/10
[SPOILER] Fight Club şimdi çıksaydı, Edward Norton ve Brad Pitt‘in aynı karakterin iki farklı yüzü olduğunu bir kilometre öteden görürdük. Ama son derece zekice ve ustaca kurgulanmış bir film olduğu da gerçek. Bu arada Se7en, The Game derken David Fincher‘ın nerdeyse tüm filmlerinin de sürpriz sonlu olduğunu öğrenmiş olduk bu listeyle. Panic Room ve Gone Girl’ü de unutmayalım tabii.
Fight Club IMDB Puanı: 8.8/10
Bazıları için sürpriz sonlu filmlerde top 5’e giren bir filmken bazıları için çok da önemli olmayan bir filmdi ve zamanla unutuldu ama efsane filmler arasındaki yeri başkadır oBiçimSinema’da. Filmin spoiler’ı, hala izlememiş olanlar için tekrar bir uyarı yapıyorum ve söylüyorum: Bruce Willis, sadece küçük bir çocuğun görebileceği bir hayalet çıkıyor. Bruce Willis ve Olivia Williams’ın sahneleri de tekrar tekrar izlenecek kıymetli bir görsel şölen bırakıyor bizlere. Birden fazla kez izleyebileceğiniz ender kafa yakan filmlerden. Korku filmi kültlerinden oldu çıktı resmen.
The Sixth Sence IMDB Puanı: 8.1/10
Yine bir korku filmi kültlerinden. Alejandro Amenabar‘ın harikulade yönetmenliğini üstlendiği bu efsane filmde, sonunda ters köşe o kadar yerinde gerçekleşiyor ki şoktan ziyade “zaten olması gerekiyordu” diye düşünüp sanki doğanın bir kanunuymuş gibi kabul ediyorsunuz. Nicole Kidman, genetik nedenlerden dolayı doğuştan güneş ışıklarına hassas olan çocuklarını kollayan aşırı korumacı anne rolünde yer alıyor. [SPOILER] Bir süre sonra, ailenin ürkütücü konağının bir tür mutsuz ruhlar tarafından kuşatılmış olduğu ortaya çıkıyor – ancak kahramanımız bu gizemin içini deşmeye başladıkça korkunç bir gerçeği öğreniyor: mutsuz ruhlar kendisi ve çocukları!
The Others IMDB Puanı: 7.6/10
Korku severler arasında değişik ve tartışmalı bir yere sahip olsa da bunu da listeye ekledik. Bütün film temelde iki azimli ve inatçı genç kadının vahşi, deli bir herife karşı hep bir adım önde olmaya çalışmaları üzerine kurulu[SPOILER] ama sonra sonunda katilin kadınlardan biri olduğu ortaya çıkıyor malumunuz. Katil uşak! Yani tüm film katil olan kadının gözünden anlatılan çarpık olay dizisiymiş aslında. Kendisinin mazeret girişimi olarak da kabul edebiliriz. Gerilim üst düzey.
High Tension IMDB Puanı: 6.8/10
Of of of diyorum. Ensest ilişkileri filmlerde işlemek, hele hele bir ters köşe olarak konumlandırmak çoğu zaman tehlikelidir ama Chinatown, Angel Heart gibi filmler bunu başarıyorsa, Park Chan-wook on kat daha iyi başarıyor demektir. Film, bir otel odasında uyanan ve 15 yıldır orada hapsedildiğinin farkına varan bir adamı hikayesiyle başlıyor. Serbest bırakıldıktan sonra nihayet intikam almak için yola çıkar.[SPOILER] Genç bir kadına aşık olur. Peki kadın kim çıkar dersiniz? Adamın kaybolan kızı… Bu arada ben bu filmi henüz izlememişken sinemasever bir arkadaş “sinefil’im diye geçiniyorsun ve Oldboy’u izlemedin mi?” demişti ve olaylar gelişti. İntikam dolu bir dram ve gerilim filmi.
Oldboy IMDB Puanı: 8.4/10
M. Night Shyamalan‘ın gerilim ve korku dolu filmleri bir dönem özellikle ters köşeli sonlarıyla çok popülerdi. The Village ile “Shyamalan çok bozdu” cümleleri başlamıştı ama bu da sürpriz sonlu ve bir o kadar da anlamlı filmlerinden biri aslında. The Village‘ın çoğu sekansı, bir çeşit gizemli bir istilacı ile uğraşan bir sömürge köyü hakkında dönem filmi gibi geliyor göze başta.[SPOILER] Fakat sonunda, aslında modern bir zamanda geçtiğini ve köyün kendi rızasıyla Little House on the Prairie’deki bir bölüm gibi evrende yaşamak istemeyi seçtiğini öğreniyoruz. Shyamalan’ın en iyi filmi olmasa da izlemeye değer.
The Village IMDB Puanı: 6.5/10
Bu seri bir döneme damga vurmuş serilerden biri cidden. 2004 yılında Saw ile başladı ve Saw II, Saw III, Saw IV, Saw V, Saw VI, Saw 3D ve Jigsaw olarak çekilen 8 uzun metrajıyla şimdilik seriyi tamamladı. Hiç alışık olmadığımız bir tarz olduğundan oldukça ses getirmişti ve gerçekten ters köşeleri ayrı bir ilgiyi hak ediyor burada bahsetmek adına.[SPOILER] İlk filmindeki en önemli ters köşe filmin sonunda gelmişti: film boyunca gördüğümüz iki kahramanın, şüphelenildiği gibi ceset bulunan bir banyoda zincirlenmediğini keşfederken, ceset yerine ölü taklidi yapan katilin orada olduğunu öğreniyorduk… Saw resmen peçeteye “selpak” denmesi gibi, “korku filmi”ne “saw” denecek özellikte kendi korku türünü yarattı.
Saw IMDB Puanı: 7.7/10
Christopher Nolan‘ın yönetmenliğini, kardeşi Jonathan Nolan‘ın da senaristliğini üstlendiği bu film, The Illusionist ile aynı sene vizyona girmişti ve ikisi de kafa yakan film olduğundan bazen sonlarını karıştırmanız çok normal. Kimilerine göre hala Nolan’ın en iyi filmi olarak görülen The Prestige, sihirbazların kıyasıya çekişmeli dünyasını anlatıyor aslında çok kabaca.[SPOILER] Özetle olay şu: sihirbazlardan birinin kayıp bir ikizinin olduğunu ve aslında ortada büyü ya da sihir falan olmadığını öğreniyoruz. Üstüne üstlük, baya adamlar her gösteri için klon yaratıp eğlence uğruna feda ediyorlarmış kendisini. Are you watching closely?
The Prestige IMDB Puanı: 8.5/10
Bir çocuğu evlat edinen ve çocuk lanetli, şeytani ya da tuhaf olduğu için başına kötü olaylar gelen ailelerle ilgili korku filmlerini mutlaka duymuş ya da izlemişsinizdir. Bu filmin yapımcıları da bu bilgiyi sonuna kadar verimli bir şekilde kullanmayı başarıyor ve filmin sonunu daha eğlenceli kılıyorlar. Film boyunca senaryonun “katil çocuk” etrafında döndüğünü sanıyoruz ama hayır.[SPOILER] Küçük tuhaf Ester’imiz aslında o kadar da küçük değilmiş. Kendisi 33 yaşında, ender görülen bir rahatsızlıktan dolayı çocuk gibi gösteren psikopat bir kadın çıkıyor. Çok pis bir korku filmi. Beyniniz kalmayacak.
Orphan IMDB Puanı: 7.0/10
“Leonardo DiCaprio’nun öldüğü filmler” diye ayrı bir liste de yapacağım fakat bu sefer ortalık daha beter karışık. Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio), izole bir tımarhanedeki garip olayları araştırmak üzere görevlendirilen bir ABD polis memurudur. İpuçlarını takip ederek işin altında yatan nedenleri kazdıkça, tam da tesisin istediği gibi kafası daha da karışmaya başlar.[SPOILER] Neden? Çünkü aslında her şey hastane görevlileri tarafından Daniels’ı iyileştirmek için hazırlanan bilinçli bir tezgahtı da ondan! Daniels bir polis memuru değil, katildi. Zindan Adası, Martin Scorsese‘nin gerilim ve korkuyu birinci kalite ve sürpriz sonlu kumaştan dokuduğu şaheserlerinden.
Shutter Island IMDB Puanı: 8.1/10
Sizin de eklemek istedikleriniz varsa yorumlara bekleriz.
Tüm bunları çoktan izlediyseniz ve listeye doyamadıysanız, beyin yakan filmlerle ilgili türlerine göre detaylı bir şekilde hazırladığımız 99 filmlik listeye mutlaka göz atmanızı tavsiye ediyoruz:
Beyin Yakan Filmler Listesi Vol.II – Şimdiye Kadar Sinemalarda Gösterilmiş En Rahatsız Edici 13 Film yazımızı da okumadan geçmeyin ve izledikten sonra gelin bu başlık altında tartışalım.
Ayrıca beyin yakan filmler listemizdekileri izlemeyi bitirip, tüm zamanların en iyi filmlerine de şöyle bir göz gezdirip ölmeden önce mutlaka izlemeniz gereken filmleri çoktan izlediyseniz, sizleri 2017’nin şimdiye kadarki en iyi filmleriyle baş başa bırakıyoruz.
Bu arada kendileri bu listede yok ama sürpriz sonlu Predestination, bir bilimkurgu klasiği Donnie Darko ve Triangle filmlerini de şiddetle tavsiye ediyoruz ve beyin yakma garantisi veriyoruz.