2009 yılında X-Men Origins: Wolverine filminde karşımıza çıkan Deadpool rezaletinden sonra filmde karakteri canlandıran Ryan Reynolds’ın çabalarıyla 2014 yılında yayınlanan bir kısa film ile başladı herşey. Beklentilerin çok üzerinde iyi tepkiler alan kısa film sonrasında, tepkilere kayıtsız kalamayan FOX olaya el attı. 2016 yılında karakter ile aynı adı taşıyan Deadpool yayınlandı ve tabir yerindeyse süper kahraman filmleri kategorisinde yer yerinden oynadı. Hayatları savaşmakla geçen kahramanların filmlerinde bir damla bile kan ve argo olmaması gerçek dışılığından sıkılan seyircilerin derdine derman olmakla kalmadı, karakterin özelliği olarak dördüncü duvarı aşıp seyirciyle diyaloğa girmesi ve laf sokmakta sınır tanımamasıyla gönüllerde yer etti Deadpool.
Deneysel bir uygulama sonucu çok hızlı iyileşme gücü kazanan eski özel kuvvetler askeri olan Wade Wilson’ın maceralarını izlediğimiz Deadpool serisinin bu ikinci filminde başrolde Ryan Reynolds’a Cable rolünde Josh Brolin eşlik ediyor. İlk filmden tanıdığımız Dopinder, Colossus ve Negasonic Teenage Warhead ise tekrar bizimle birlikteler.
Filmde kahramanımız Deadpool; Russel adlı problematik ergen mutant kardeşimizi korumak adına sağdan soldan topladığı mutantlar ve Peter (Peter önemli) ile birlikte X-Force’u kuruyor ve gelecekten gelen Cable’ın Russel’ı öldürmesini engellemeye çalışıyor.
İlk filmdeki dilin korunduğunu ve hatta bir adım daha öteye götürüldüğünü görüyoruz. Filmde durmaksızın değişik referanslar üzerinden yapılan göndermeler eğer takip etmeyi başarabilirseniz gerçekten çok eğlenceli. Ne kadar dikkatli olursanız olun eğer ikinci veya üçüncü sefer izlerseniz kaçırdığınız bir çok espri olduğunu farkedeceksiniz. Deadpool’un vurdumduymaz tavırları, seyirciyle diyaloğu ve akıcı işlenişi ile beraber zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.
Colossus ve Juggernaut’ın dövüştükleri sahnede CGI karakterler biraz göze batsa da onun dışında kullanılan efektlerde gayet başarılı bir denge tutturmuş durumda Deadpool. En azından Avengers: Infinity War seviyesinde değil sevindirici olarak.
Belki de Deadpool hakkında yapılabilecek tek olumsuz eleştiri filmin “Super Cut” olarak adlandırılan uzun versiyonunun neden sinematik versiyon olarak yayınlanmadığı olabilir. İki versiyonunu da izlemiş biri olarak, sinematik versiyona ek olarak her ne kadar hikayeye zarar vermese de bazı açıklamalarla birlikte gayet eğlenceli sahnelerin kesilmesi hoşuma gitmedi. İki versiyon arasında sadece 15 dakika fark bulunmakta ve zaten 2 saat süren bir filmin 2 saat 15 dakika olmasının çok da sorun olmayacağını düşünüyorum. Eğer imkanınız varsa “Super Cut” versiyonunu izlemenizi tavsiye ederim. İzleyemeseniz de çok bir şey kaybetmiş olmayacaksınız yine de. (züğürt tesellisi?)
Süper kahraman filmleri kategorisinde belki de 2018’in en iyisi olan Deadpool’u mutlaka izlemelisiniz. Bu yıl içinde vizyona giren Black Panther ve Avengers: Infinity War gibi gözlerimizi kanatan filmlerden sonra ilaç gibi gelen Deadpool muhtemelen bu yılın kalanında gösterime girmesi beklenen Aquaman ile Ant-Man and The Wasp’den de çok daha fazla keyif verecektir.
İyi seyirler…