İçindekiler
?J.J. Abrams Kimdir?
?Eğitim Hayatı
?Sinemaya İlk Adım
?Senarist J.J.
?Televizyon Yapımcılığı
?Film Yönetmeni J.J.
?TED Konferansı
?Hollywood Kapılarının Açılışı
?Star Trek ve Abrams
?Çocukluğuna Dönüş
?Abrams’in Gizem Takıntısı
?Abrams ile Star Wars Uyanıyor
?J.J. Abrams’ın Gelecek Projeleri
?J.J. Abrams Yeni Dizileri
Jeffrey Jacob Abrams, New York’ta televizyon yapımcısı Gerald W. Abrams ve yapımcı eşi Carol Ann’in ilk ve tek oğlu olarak 27 Haziran 1966’da dünyaya geldi. Annesi ve babasının mesleği nedeniyle sinema ve televizyon sektörlerine küçük yaşta ilgi duymaya başladı. George Lucas ve Star Wars sayesinde hayal gücünün sınırları olmayacağını gördü, Steven Spielberg ve Close Encounters of the Third Kind (Üçüncü Türden Yakınlaşmalar) ile bilim-kurgunun gizem dolu olabileceğini gördü. Film kariyerinde büyük etki yaratacak olan dedesi Harry Kelvin’in ona 10 yaşındayken verdiği Super 8 kamerasıyla filmler çekmeye başladı.
Ablasının dizilerde senaristliğe başlamasından sonra film okuluna gitmeyi kafasına koyan Abrams, babasının söylediği bir cümle ile kararını değiştirdi: ‘Neyle ilgili film yapacağını öğrenmek, nasıl film yapacağını öğrenmekten daha önemli.’ Babasının bu tavsiyesinden sonra film okumaktan vazgeçip Sarah Lawrence Koleji’ne girdi. 1988’de mezun oldu ancak mezun olmadan önce film endüstrisine çoktan atılmıştı.
Abrams sinema sektörüne 15 yaşında atıldı. Küçük bütçeli 1982 yapımı korku filmi olan Nightbeast’in müziklerini yapan genç Abrams, liseden sonra senaristliğe başladı. Üniversitede tanıştığı Jill Mazursky ile bir senaryo üzerinde çalışmaya başladı. 1990’da ikilinin yazdığı komedi filmi Taking Care of Business (Akıl Defteri) vizyona girdi. James Belushi’nin başrolünü oynadığı film gişede başarılı bir hasılat elde edemedi ve kritikler tarafından da olumsuz eleştiriler aldı.
Abrams daha sonra tek başına yazdığı Regarding Henry senaryosunu sattı. Film 1991 yılında ünlü yönetmen Mike Nichols’un liderliğinde çekildi ve vizyona girdi. Abrams yazmış olduğu sadece ikinci senaryoyla Harrison Ford ve Annette Bening gibi yıldızları filme çekerek dikkatleri üstünde topladı. Film gişede ve eleştirmenlerde istediği etkiyi yaratamadı ve karışık yorumlar aldı.
Bu sırada küçükken çektiği filmler sayesinde tanıştığı Matt Reeves’le bir festivalde Kathleen Kennedy ile karşılaştı. Şu an Lucasfilm’in başkanı olan Kennedy, o dönemde Spielberg ile çalışıyordu ve genç sinemacıları stüdyoya çağırdı. Amblin Entertainment’ta Reeves ve Abrams ikilisine çektikleri 8 milimetre filmleri stüdyonun ekipmanlarını kullanarak geliştirme fırsatı verildi. J.J. Abrams, 25 sene sonra Kathleen Kennedy ile yeniden görüşüp Star Wars’un geleceğini belirleyecekti.
1992 senesinde Abrams’ın orijinal bilim-kurgu hikayesi The Rest of Daniel, Icon Productions tarafından 2 milyon dolar karşılığında satın alındı. Abrams ile birlikte senaryo geliştirildikten sonra Mel Gibson’ın başrolünde olduğu Forever Young (Daima Genç) adıyla vizyona girdi. Film, 1939’da dondurulan bir pilotun 1992 yılında çözülmesini ve vücudunun uyum sağlaması ile zamana karşı yarışını anlatıyor. Jamie Lee Curtis ve genç bir Elijah Wood’da filmde rol alıyor. Film yaratıcı hikayesi yönünden övgüler alsa da eleştirmenlerden ‘ortalamanın altında’ sıfatı yemiştir. Dünya genelinde 127 milyon dolar hasılat elde ederek Abrams’ın finansal açıdan başarılı olan ilk filmi olmuştur.
1996 yılında, America Divided (2016), 100 Years (2017) ve 60 Minutes filmleriyle tanınan yapımcı Katie McGrath ile evlendi.
1997 yılında Mazursky’le yazdığı ikinci komedi filmi Gone Fishin’ (Balıkçılık Gitti) vizyona girdi. Filmde Joe Pesci ve Danny Glover gibi yıldız isimler rol alsa da hem kritikler hem de izleyiciler tarafından beğenilmedi. Gişede başarı elde edemeyen film için şu cümleler kaleme alınıldı:
‘Tahmin edilebilir, tembel ve hiçbir açıdan komik değil. Gone Fishin’, iki başrolü için de kariyerlerinin dibe vuruşunun simgesidir.’
Abrams, kısa bir süre DreamWorks’ün kuruluşunda Shrek gibi animasyon filmlerde kullanılacak teknolojiyi geliştirmede katkıda bulundu. 1998 senesinde ilk büyük bütçeli filmi olan Armageddon’un senaryosunun üzerinde çalıştı. Filmin senaryosunda Abrams dışında sekiz senarist daha çalıştı, bu yüzden eleştirmenlerin olumsuz yorumları sadece Abrams’a atılmadı. Film, çoğu kritik tarafından ‘Yılın En Kötü Filmleri’ listelerinde yer alsa da gişede 553 milyon dolar hasılat getirerek karlı bir proje oldu. (Filmle ilgili detayları filmin yönetmeni Michael Bay’in sitemizdeki biyografisinden de okuyabilirsiniz.)
Arkadaşı Matt Reeves ile bir dizi yazdı ve yapımcılığını yaptı. Lise aşkına yakın olabilmek için onunla aynı üniversiteye kadar takip eden bir kızın hikayesini anlatan Felicity, 1998 yılında ekranlarda gösterildi. Abrams, senaristliğin dışında dizinin jenerik müziğini de bestelerken; Reeves ilk bölümlerin yönetmenliğini yaptı. Dizi 4 sezonun ardından 2002 yılında finalini yaptı.
2001 senesinde Bryan Burk ile Bad Robot adındaki yapım şirketini kuran Abrams, aynı sene bir dizi ve filme de imza attı. Televizyonda Jennifer Garner’ın bir ajan olarak başrolünü oynadığı aksiyon dizisi Alias ilk sezonuna giriş yaparken; Abrams’ın senaryosunu yazdığı polisiye/gizem filmi Joy Ride (Asla Yabancılarla Oynama) vizyona girdi. İki proje de olumlu yorumlar aldı ve Alias 5 sezon sonra 2006 yılında final yaptı.
Film:
Joy Ride (2001) (20th Century Fox ve Regency Enterprises ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Mission: Impossible III (2006) (Paramount Pictures ve Cruise/Wagner Productions ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Cloverfield (2008) (Paramount Pictures ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Star Trek (2009) (Paramount Pictures ve Spyglass Entertainment ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Mockingbird (2009) (Columbia Pictures ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Jenny Hong (2009) (Universal Studios ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
The Index (2009) (Columbia Pictures ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Untitled Hunter Scott Project (2009) (Universal Studios ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Star Trek XII (2011) (Paramount Pictures ve Spyglass Entertainment ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Cloverfield 2 (2013) (Paramount Pictures ile birlikte yapımı üstlenmiştir.)
Televizyon:
Person Of Interest (2011-2016)
Felicity (1998-2002)
Alias (2001-2006)
Lost (2004-2010)
The Catch (2005)
What About Brian (2006-2007)
Six Degrees (2006-2007)
Boundaries (2008)
Anatomy of Hope (2008)
Fringe (2008-2013)
Alcatraz (2012)
Almost Human (2013-2014)
2004’te Damon Lindelof ve Jeffrey Lieber ile beraber Lost’u yarattı. Dizi, bir uçak kazasıyla adaya düşen birkaç insanın adada kurtulma mücadelelerini ve adanın gizemini çözme çalışmalarını anlatıyor. J.J. birkaç bölüm yönetmenin yanında, yapımcılığını yaptığı her dizi gibi jenerik müziğini de yarattı, dizinin devamlı müziklerini ise Michael Giacchino ele aldı. Giacchino, bu projeden sonra Abrams’ın yönettiği veya yapımcılığını yaptığı neredeyse her dizi ve film projesinin müziklerini besteledi. Dizi kısa süre içinde milyonlar tarafından izlenilmeye başlandı. Gizemli ve fantastik ögeleriyle izleyenlerin dikkatini çeken dizinin finali, ABD televizyonlarında en çok izlenen bölümlerden biri oldu. Bazılarını tatmin eden, bazılarını ise hayal kırıklığına uğratan finalin ardından dizi 2010’da sona erdi.
2006 yılında Abrams aynı sene başarısız iki dizinin (Six Degrees ve What About Brian) yapımcılığını yaptıktan sonra ilk uzun metraj bir film için yönetmenlik koltuğuna oturdu. Lost ile Tom Cruise’un ilgisini çeken Abrams, Mission: Impossible III’ü (Görevimiz Tehlike 3) yönetme fırsatı teklif edilince bu şansı kaçırmadı. Film eleştirmenler tarafından övgüyle karşılandı ve serinin en iyi filmi olarak anıldı. Buna rağmen dünya genelinde gişede 263 milyon dolar hasılat elde ederek serideki en başarısız filmi oldu. Fakat filmin finansal beklentiler altında kalması Abrams’ı serinin dışına itmedi, serinin devamında 4. ve 5. filmlerin yapımcılığını yapım şirketi olan Bad Robot ile üstlendi.
2007’de TED önünde konuşmasını gerçekleştirdi. Abrams TED konferanslarında konuşma yapan doktorlar, bilim insanları ve liderler dışında ilk yapımcılardan biri olarak dikkat çekti. ‘The Mystery Box’ başlığı altında konuşmasında dedesinden de bahsetti:
‘‘Neden gizem içeren bu kadar çok şey yapıyorum? Bunun cevabını aramaya başladım. Ve yaptığım her işi neden yaptığımı düşünmeye başladım. sonra da dedem aklıma geldi. Dedemi çok severdim. Adı Harry Kelvin’di. Annemin babasıydı. 1986’da yaşamını yitirdi. İnanılmaz bir adamdı. İnanılmaz olmasının nedenlerinden biri de, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bir elektronik firmasını kurdu. Okullara falan yedek parça ve kitler satmaya başladı. Bu tür şeylere inanılmaz bir merakı vardı. Çocukken bana radyo, telefon ve bunun gibi şeyler getirir, onların içini açardı. Vidalarını sökerdi ve çoğumuzun kanıksadığı iç düzenekleri gösterirdi. Ama bu bir çocuğa verilebilecek harika bir hediyeydi. O şeylerin içini açmak, nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını ve ne olduklarını göstermek…’’
Ayrıca konuşmasında teknolojinin ilerlemesinin gerçekleştirmek istediği şeylere büyük katkısının olduğunu dile getirirken, kariyeri boyunca yaşadığı kısıtlamalar ve engellerin onu bu ‘gizemli serüvene’ attığını da vurguladı.
2008 senesinde arkadaşı Matt Reeves’in yönettiği Cloverfield’ın (Canavar) yapımcılığını yaptı. Filmde doğum gününü kutlayan bir gencin gecesinin New York’u büyük bir canavarın işgal etmesiyle farklı bir yönde ilerlemesini anlatıyor. Film, found-footage tarzında (amatör çekim) çekilen ilk canavar filmlerinden biri olarak sinemaya geçti. 25 milyon dolarlık düşük bütçesine karşılık gişede 170 milyon dolar hasılat elde ederek karlı bir film oldu. Eleştirmenler tarafından da olumlu yorumlar alan film için Rotten Tomatoes sitesinin genel görüşü şu oldu:
‘Blair Witch Project ve Godzilla’nın karşımı Cloverfield, temposu hiç durmayan, akıllıca çekilmiş ve korkunç sahnelerle dolu bir film.’
Aynı sene Roberto Orci ve Alex Kurtzman ile birlikte Fringe adında bir bilim-kurgu dizisini kaleme aldı. Abrams her dizisinde olduğu gibi jenerik müziğini yaptı, dizi 5 sezon ve 100 bölümün ardından 2013’te finalini yaptı.
Mission Impossible sayesinde Paramount stüdyosuyla ilişkisi olan Abrams, stüdyonun Star Trek serisini yeniden çekmek istediğini öğrenince yapım şirketiyle birlikte yapımcılığını yapmak istedi. Fringe’de çalıştığı Orci ve Kurtzman’ı senarist olarak getiren Abrams, filmi yönetmeye karar verdi. Chris Pine, Zachary Quinto ve Zoe Saldana gibi isimlerin başrollerde oynadığı Star Trek, 2009 yılında vizyona girdi. Film eleştirmenlerden büyük övgü topladı. Rotten Tomatoes’da %95 alarak gelmiş geçmiş en yüksek puana sahip Star Trek filmi oldu. Efektleri, yenilenen müziği, oyuncu seçimi ve Abrams’ın aksiyon yönetişiyle olumlu yorumlar toplayan film, dünya genelinde 385 milyon dolar hasılat getirdi.
2011’de kendi yazıp yönettiği Super 8 vizyona girdi. Abrams için kişisel bir proje olan film, Super 8 kameralarıyla küçük kasabalarında yaşanan garip olayları kameraya alan birkaç arkadaşın hikayesini anlattı. Abrams’ın çocukluk kahramanı olan Spielberg, filmin yapımcılığını üstlendi. 50 milyon dolar bütçeye karşılık 260 milyon dolar hasılat elde eden film, eleştirmenlerin çoğu tarafından olumlu eleştiriler aldı.
2013 yılında Star Trek Into Darkness (Star Trek Bilinmeze Doğru ) ile seriye geri dönen Abrams, senarist arkadaşları Orci ve Kurtzman’ı da yanında geri getirdi. Her filmin de olduğu gibi basına ve medyaya filmle alakalı hiçbir hikaye noktasını sızdırmayan Abrams, Benedict Cumberbatch’in canlandırdığı karakterle de alakalı bütün röportajlarda yalan söyledi. Abrams filmleri vizyona girmeden kullandığı bu teknik için şunları söyledi:
‘‘İnsanların filmimi izlemeden filmin ne olacağını bilmelerini istemiyorum. Sinema salonunda ilk deneyimi yaşamalarını ve şaşırmalarını, heyecanlanmalarını, beklemedikleri şeyleri yaşamalarını istiyorum. Eğer bunun için bütün ekibimi yalan söylemelerine ikna etmem gerekiyorsa ederim. Kendim de basın mensupları ve izleyicilere bakarak yalan söyleyebilirim çünkü filmi izlerken gördükleri şeyleri ilk kez görmelerini, bu bilgilere ilk kez ulaşmalarını istiyorum.’’
Film, kritikler arasında olumlu yorumlar alsa da ilk filmin başarısına ulaşamadı. Finansal açıdan ise 467 milyon dolar hasılatla serideki en başarılı film yaptı.
2013 senesinin başında Lucasfilm, Star Wars serisine yedinci bölümle devam edeceklerini ve yönetmen koltuğunda J.J. Abrams’ın oturacağını açıkladı. Yapım şirketiyle birlikte projeye atılan Abrams, senaryonun üzerinde Lawrence Kasdan ile çalıştı. Star Wars: The Force Awakens (Star Wars: Güç Uyanıyor) 2015’te vizyona girdi. Film, orijinal filmlere ton ve hikaye noktaları bakımından eleştirilirken, çoğu yorumcu tarafından olumlu yorumlar aldı. Eleştirmenler, oyuncu seçimi, pratik ve özel efektlerin kusursuz karışımı ve yeni üçleme için iyi bir başlangıç olduğu konusunda hemfikir oldu. Film, uzun zaman sonra bir Star Wars filmi olması sebebiyle dünya genelinde 2 milyar dolar hasılat elde etti. J.J. Abrams, James Cameron’dan sonra 2 milyar dolarlık bir film çeken ikinci yönetmen oldu.
Abrams son olarak 2016’da serinin üçüncü filmi olan Star Trek Beyond’un (Star Trek Sonsuzluk) ve başka bir seriyi devam ettiren Cloverfield Lane’in (Cloverfield Yolu No:10) yapımcılığını üstlendi.
Televizyon dünyasında ise Jonathan Nolan ve Lisa Joy tarafından yaratılan gizem dizisi Westworld’ün yapımcısı olarak görev yaptı.
Abrams, 2017’nin aralık ayında çıkacak Star Wars: The Last Jedi ve 2019’da çıkacak dokuzuncu bölümün yapımcılığını üstleniyor. Bunun yanı sıra Star Trek evrenine de şekil veren Abrams, serideki dördüncü film için çabalarını sürdürüyor.
Mission: Impossible serisiyle de bağlarını koparmadı ve 2018’de vizyona girecek serinin altıncı filminin de yapımcılığını üstleniyor.
Cloverfield evrenini genişletmeye uğraşan Abrams, serinin üçüncü filmi için 2018 yılını beklememiz gerektiğini söyledi.
Televizyonda ise Stephen King’in romanları ve hikayelerini toplayıp tek bir dizi haline getireceğini açıklayan Abrams, 2018’de ekranlara gelmesi beklenen Castle Rock’ın yapımcılarından biri olarak görev alıyor.
Siz J.J. Abrams’ın kariyeriyle ilgili ne düşünüyorsunuz? ‘Çağımızın modern Steven Spielberg’ sıfatını ona yakıştırıyor musunuz? Onu hangi projelerde yönetmen koltuğunda görmek istersiniz?
Ayrıca buraya kadar geldiyseniz sıkı bir teste hazır mısınız görelim bakalım!