Netflix, ABD’de dizi ve film kiralayan ve bunları internet üzerinden yayınlayan bir şirkettir. Apple’ın iTunes üzerinden film indirme hizmeti için Fox ile ortaklık anlaşması imzalaması Netflix’i endişelendirmişti. Ancak Netflix’in insan avantajı vardı; sadece en iyileri işe alıyor ve pek çok motive ediciyle bunları destekliyordu. Netflix icat yapan bir şirket. 2007’de internet üzerinden yayına (streaming video) geçtiler ve 2008’de televizyonlar için alıcı kutu geliştirdiler.
Yine de şirketin en önemli inovasyonlarından biri kendi içinden gelmiyor. Netflix, Ekim 2006’da, şirketin film tavsiye sisteminin doğruluk oranını %10 oranında artıran ilk takıma 1 milyon dolar ödül vereceğini açıkladı. Kullanıcılara, daha önce izlemiş oldukları filmlere dayanarak yeni filmler tavsiye eden bu sistem Netflix’in iş modelinin kalbini oluşturuyor. Doğru tavsiyeler satışları ve müşteri memnuniyetini artırıcı bir etki yapıyor. Bu tavsiyeleri taklit etmenin zorluğu da Netflix’i diğerlerinden ayıran bir özellik olarak ortaya çıkıyor.
Netflix bu konuda, çalışanları üzerinde de oldukça başarılı olan bir motivasyon tekniği olan parayı kullanıyor. Hedeflenen seviyede gelişme kaydedilene kadar yıllık 50 bin dolar ödül vereceklerini açıkladılar. Ancak başı çeken katılımcılardan birçoğu başka yollarla motive oluyorlar. Yıllık ödülü ilk kazanan takım AT&T’dendi. Takım lideri Yehuda Koren’e göre bu yarışma kendisini geliştirme ihtiyacını gideriyor. Koren, “Diğer takımlarla iletişim kurma ve onlardan öğrenme fırsatımız oldu. Bizim için en büyük ödül buydu.” diyor.
Bazı takımlar ise akademik ve kişisel tanınma amacı güdüyor. Macaristan’dan bir ekip aylarca her gün bu karmaşık problem üzerinde çalıştı. Bir araştırma dergisinde çalışmalarını anlatan bir makale yayınladılar. Diğer bir katılımcı olan Gavin Potter’dan Wired dergisinin Şubat 2008 ayı sayısında övgüyle bahsedildi.
150 ülkeden yaklaşık 18 bin takım fikirlerini şirkete sundular. Görülüyor ki Netflix pek çok insanı bu rekabete dâhil olmaya motive etti ve şimdiye kadar sistemin doğruluğu %8.5 arttı. Şirket bu konuda yorum yapmasa da %10’luk artışın değerinin 1 milyon dolarlık ödülden daha fazla olacağı kesin.
Şirket 1 milyon dolar ödülün yanı sıra aylık ödülle de yarışmaya ilgiyi sürekli canlı tutmaya çalışıyor. Katılımcıları motive edenler ise daha değişik faktörler olarak ortaya çıkıyor. İşin ilgi çekici ve faydalı olduğundan bahsedebiliriz. Sonuçta pek çok insana tavsiyede bulunacak bir sistem üzerinde çalışılıyor ve bu sistemin başarısı müşteri memnuniyetini artıracak.
Başarı faktörünün yine Netflix tarafından kullanıldığını görüyoruz. Şirket %10’luk bir geliştirme hedefi koyarak katılımcılar için kendilerine koyabilecekleri bir başarı hedefi belirliyor. Ayrıca aylık ödüllerle de daha küçük hedefleri olan katılımcıları da çekmeyi planlıyor. Tanınma faktörü bireysel ve akademik tanınma olarak karşımıza çıkıyor.
Macaristan’dan katılan takım çalışmalarını akademik bir ortamda yayınlayarak bu alanda tanınma amacı güdüyor. Gavin Potter ise bireysel tanınma amacına ünlü bir dergide kendisinden söz ettirerek ulaşıyor. AT&T’den katılan takım da kendileri için en büyük ödülün diğer katılımcılardan öğrendikleri olduğunu söylüyor. Bu takımın da kendini geliştirme güdüsüyle motive olduğunu söyleyebiliriz.
Vakayı Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi teorisi kapsamında yorumlayacak olursak adı geçen kişilerin daha çok yüksek seviyedeki ihtiyaçlarını tatmin etme amacı güttüklerini söyleyebiliriz. Katılımın gruplar halinde olmasından dolayı sosyal ihtiyaçların karşılandığından bahsetmek mümkün. Katılımcılar bu şekilde kendilerini bir gruba ait hissedecek, ekip arkadaşlarıyla sosyal ilişkiler kuracaklardır. Macaristan’dan katılan ekip ve Gavin Potter örnekleri bize saygınlık ihtiyacının katılımcılar arasında motive edici bir etmen olduğunu gösteriyor.
Bu insanlar gerek akademik, gerek bireysel olarak isimlerini duyurma ve başarılı olma amacı taşıyorlar. Son olarak AT&T ekibinin lideri Yehuda Koren’in açıklamasından da bu ekibin kendini gerçekleştirme güdüsüyle yarışmaya katıldıkları yorumunu yapabiliriz. Koren, diğer takımlardan öğrendikleriyle kendilerini geliştirme imkanı bulmalarının onlar için en büyük ödül olduğunu ifade ediyor.
Örnek olayda Netflix, ulaşılması zor bir hedef ortaya koyuyor ve katılımcılardan bu işi başarmalarını bekliyor. Dolayısıyla katılımcıların karmaşık görevleri yerine getirmeye ve zor işler başarmaya yönelik insanlar olduğunu söyleyebiliriz. Verilen ödülün getirdiği rekabet ortamının da katılımcıları motive etmiş olabileceğini söylemek mümkün
Vakadaki ekiplerden AT&T grubunun Alderfer’in tanımladığı ihtiyaçlardan aidiyet ve gelişme ihtiyaçlarını hissettiğini söyleyebiliriz. Takım lideri Kohen’in de belirttiği gibi ekiptekiler için diğer takımlarla ilişkiye girip onlardan öğrenmek oldukça önemli.
Örnek olaydaki kişilerin motivasyonlarını bu teori kapsamında açıklamaya çalışacak olursak kişilerin elde edecekleri sonuca özellikle önem verdiklerinden bahsedebiliriz. Bu sonuç kimi için maddi ödül, kimi için kendi geliştirme ve ilişki kurma, kimi içinse tanınma olarak karşımıza çıkıyor. Başarılı olan takımların motivasyonlarının yüksek olmasından sadece değer değil, beklenti ve araçsallık düzeylerinin yüksek olduğu çıkarımını da yapabiliriz.
Günümüz bilgi toplumunda örgütlerin en önemli sermayelerinin insan unsuru olduğuna inanılmaktadır. İnsan sermayesinin bu kadar önemli hale gelmesi onun davranışlarını yönlendiren motivasyon uygulamalarına olan ihtiyacı arttırmaktadır. Dolayısıyla motivasyon uygulamaları çalışanların yönetiminde kullanılan araçlardan biri olarak örgütlerin başarıya ulaşmalarında oldukça önemli rol oynamaktadır.
Örgütlerde motivasyonun sağlanması ve çalışanların örgüt amaçları doğrultusunda hareket etmeleri için çok sayıda teşvik edici araç kullanılmaktadır. Beşeri unsur olan insanın istek ve ihtiyaçlarının her zaman ve her yerde herkesle aynı olmayacağı düşünülürse motivasyonu teşvik edici bu araçların da kişilere göre değişeceği söylenebilir. Diğer bir ifadeyle, bir çalışan için önemli olan motivasyon faktörü diğeri için önemli olmayabilir.
Bu vakada da Netflix adlı şirketin, ürününü geliştirmek amacıyla açtığı yarışmaya katılımcıları çekmek için daha çok ekonomik teşvik edicileri kullanmaya çalıştığını gördük. Katılım oranının yüksek olmasından pek çok kişiyi bu yöntemle motive etme konusunda başarılı olduklarını söyleyebiliriz.
Ancak bazı başarı örneklerinde de görüldüğü gibi herkesi motive eden başlıca araç para ödülü değil. Pek çok katılımcı tanınma, takdir edilme, kendini geliştirme gibi daha üst düzey ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla yarışmaya katılıyor. Bu da motivasyonun çok yönlü bir kavram olduğu ve kişiden kişiye motive edici faktörlerin değişkenlik gösterdiği görüşünü destekliyor.
DORNAN, J. (2001). Başarı İçin Stratejiler (9. Baskı b.). (İ. Güpgüpoğlu, Çev.) İstanbul: Sistem Yayıncılık.
EREN, E. (2000). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi. İstanbul: Beta Kitapevi.
ERGÜL, H. F. (2005). Motivasyon ve Motivasyon Teknikleri. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi , 67-79.
EROĞLU, F. (2000). Davranış Bilimleri (5. Baskı b.). İstanbul: Beta Yayınevi.
KOÇEL, T. (2003). İşletme Yöneticiliği. İstanbul: Beta Yayınevi.
KURT, T. (2005). Herzberg’in Çift Faktörlü Güdüleme Kuramının Öğretmenlerin Motivasyonu Açısından Çözümlenmesi. GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi , 25 (1), 285-299.
PEKER, Ö., & AYTÜRK, N. (2000). Etkili Yönetim Becerileri. Ankara: Yargı Yayınevi.
ROBBINS, S. P. (1996). Organizational Behavior (7th Edition b.). Prentice-Hall International.
SCHERMERHORN, J. R., HUNT, J. G., & OSBORN, R. N. (2002). Organizational Behavior. Phoenix: Wiley.
TOKER, B. (2008). Motivasyonda Kullanılan Özendirme Araçlarının İş Doyumuna Etkileri. Ege Akademik Bakış (8(1)), 69-91.
Yazı hoşunuza gittiyse Netflix’i ve yerelleştirme örneklerini de detaylı incelemek için Netflix ve En Başarılı 5 Yerel Reklam Örneği‘ne de göz atın deriz.
Netflix’e Kasım’da Gelecek ve Netflix’ten Gidecek Dizi ve Filmlerin Tam Listesi tam size göredir. O yazımızı da okumayı unutmayın!
Amatörlükten sıkılanlar içinse Profesyonel Netflix İzleyicisi Olmanın 14 Yolunu anlattığımız tavsieler geliyor.