20 sene önce daha ortada internet diye bir şey yokken, dijital yaşam bu kadar yaygınlaşmamışken DVD kiralama şirketi olarak kurulan Netflix, şimdi dünyaca ünlü dijital yayın akışı platformu olarak hayatına devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Barış Manço‘nun “Dönence” şarkısına oturtulmuş tanıtım filmiyle ve iki gün önce de Saadettin Teksoy’lu Stranger Things reklamıyla Türkiye’de herkesin sempatisini kazanmaya başladı bile.
Bu aslında Netflix gibi, Coca-Cola gibi, McDonald’s gibi çok uluslu firmaların, dünyanın her yerinde, çeşitli kültürlere, farklı yaşam tarzlarına, yerel gündemlere özel mesaj üretme kaygısından doğan bir strateji yavrusu.
Yerelleştirme (localization) ile hedef kitleleri samimi ve doğal yollardan vurmuş olacaklar ve o yere özel duygusal bağı kurduktan sonra insanların kendilerini markalarıyla eşleştirmelerini kolaylaştıracaklar.
Netflix, Stranger Things’in tanıtım videolarında Dönence’yi duyduğumuzda ya da Saadettin Teksoy’u gördüğümüzde yaşadıklarımızı farklı ülkelerde nasıl yaşatmaya çalışıyor gelin hep birlikte bakalım:
Netflix, yamyam temalı Santa Clara Diet adlı dizinin tanıtım afişini, Almanya’nın en sevilen atıştırmalığı “Currywurst”a atıfta bulunarak outdoor bir reklamla hazırladı ve dikkatleri üstünde topladı. O da yetmedi binalara video giydirme yaptı.
“Selam, ben her zaman burada sizin yanınızdayken, %10’luk bir kısmınızın koca bir taş parçasının koca bir gaz kütlesini kapamaya çalışmasını neden izlediğini merak ediyorum? Evet bugün izlenmelerde %10’luk bir düşüş oldu. Aferin Ay. Bravo.”
Rekabetin Hooq ve Iflix platformlardan dolayı çok yüksek olduğu Güneydoğu Asya’da da turnayı gözünden vurabilmek için Netflix’in şu yaptığına bakın:
Litchfield hapishanesi Singapur’da olsaydı Suzanne ‘Crazy Eyes’ Warren nasıl konuşurdu diye kısa tanıtım filmi yapmışlar.
Yazı fikri için çok teşekkürler marketingeater!
Netflix Kasım 2017 dizi ve film listemizi ise okumadan kesinlikle çıkmayın bu siteden! Valla bırakmayız.