“Size söylemek istediğim çok önemli bir şey var. Söylemek istediğim şey… Sizi seviyorum.” – Madeleine
Bu cümlenin bir türlü cesaretli bir şekilde istenildiği şekilde tamamlanamamış olmasıyla başlıyor her şey. Madeleine ve Nina, Nina tur rehberiyken Roma’da tanışan ve artık ilişkilerini Fransa’da kapı komşusu olma numarasından öteye taşıyıp yine Roma’ya gitmek isteyen iki sevgili. Madeleine, nam-ı diğer Mado, bir şekilde evlenmek zorunda kalmış ve iki çocuk sahibi bir kadın. Nina ise daha cesur ve özgür bir ruh. Mado’nun da ”kapı komşusu” sıfatıyla yaşıyor aynı binada üç senedir.
Mado’nun evini satıp Roma’ya yerleşmeyi ve orada özgürce yaşamayı planlıyorlar ve takdir edersiniz ki Murphy kanunları devreye giriyor ve tabii ki plan istenilen şekilde gitmiyor. Mado çocuklarına bir türlü açılamıyor ve Nina ile de kavga ettikten sonra bu durumun stresine dayanamayıp felç geçiriyor. Üstü kapalı zar zor görüşmelerinin daha çileli bir hal alması işte bu olayla başlıyor.
Çocukları Mado’ya yatılı bakıcı tutuyor ve bakıcı Muriel, komşusunun sürekli ilgilenmesinden ve eve girmesinden işkillenip çok sert davranmaya başlıyor. Komşuların hal hatır sormasının bu kadar sert bir tavırla karşılanmasını pek anlayamasam da sanırım komşuluğun artık dünyanın her yerinde böyle olduğuna da dikkat çekilmek istenmiş olabilir. Bizde olsa o evde herkes 7/24 birlikte kalırdı ve kimse de bu durumu garip karşılamazdı. Belki de Fransa’da bir parça daha sıkıdır bu işler. Bilen aydınlatabilir.
Neyse ne diyorduk. Bizim Nina anahtarı da olduğu için kaçak köçek, herkes uyurken girmeye başlıyor sevgilisinin apartmanına. Ona şarkılar dinletiyor, fotoğraflar gösteriyor ve kimseyi hatırladığı düşünülmeyen ve hatta tekerlekli sandalyeye bir süre muhtaç olacağı düşünülen Mado’muzun anı kırıntıları belirmeye başlıyor. Sevginin gücü ile yavaş yavaş toparlamak istese de ne bakıcıları ne de çocuklar bu mutluluğa izin veriyor.
Bu sene Nisan’da gerçekleşmesi planlanan 93. Oscar Ödülleri‘nde Fransa’yı temsil edecek olan ”Two of Us”, ajitasyona çok da başvurmadan meramını oldukça doğal ve akıcı bir şekilde anlatıyor ve o saf aşkın tadını izleyenlere başarılı bir şekilde veriyor. Toplum baskısına yıllarca direnerek büyüttükleri aşklarını yaşamaya çalışan iki kadın rolündeki Barbara Sukowa ve Martine Chevallier oyunculukları ise muazzam.
Benzer tadı almak isteyenlerin, 2000 yapımı If These Walls Could Talk 2‘nin 1961 yılında geçen ilk bölümünü de seveceklerini düşünüyorum. Vanessa Redgrave – Edith Tree ve Marian Seldes – Abby Hedley de benzer bir süreçten geçen iki sevgiliyi oynuyor. Aile nedir, yakınlık derecesine kim karar verir, seçilmiş aile de aile sayılmaz mı gibi sorulara cevap aradığımız muazzam oyunculuklarla bezeli bir, dokunaklı bir yapım. Ondan sonra yine bu temadan ilerlemek isteyenler Michael Haneke’nin 2012 yapımı Amour‘una da göz atabilir.
Başka Sinema‘nın Bir Başka Ocak kapsamında gösterdiği ”Two of Us” ile ilgili detaylı bilgiye bu linkten de ulaşabilirsiniz.
Özet | Synopsis:
Nina ve Madeleine, karşılıklı dairelerde oturan iki emekli kadındır. Madeleine’in ailesi dahil diğer herkes onları sadece komşu olarak görürken, onlar yıllardır derin bir aşk yaşamaktadır. Birbirlerine gidip gelir, birlikte hayatı paylaşırlar. Bir gün beklenmedik bir olay, ikisinin de hayatını değiştirir. Bu olay aynı zamanda Madeleine’in kızının, Nina hakkındaki gerçekleri öğrenmesine sebep olacaktır.
Yönetmen Biyografisi | About the director:
Filippo Meneghetti, 1980 doğumlu İtalyan yönetmen. İlk uzun metrajlı filmi İkimiz (2019), Discovery programının bir parçası olarak Toronto Uluslararası Film Festivali’nde galasını yaptı.