14-25 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleşecek olan, Alejandro Gonzalez Iñárritu başkanlığındaki 72. Cannes Film Festivali‘nin programı sonunda açıklandı. Canlı yayın tekrarını, festivalin resmi YouTube kanalından izleyebilirsiniz:
Geçtiğimiz günlerde açılış filminin The Dead Don’t Die olacağını öğrenmiştik. Gelin tüm programa göz atalım:
Resmi Seçki
Paralel Bölümler
Hatırlamadığı bir geceden rahatsız edici bir video keşfettikten sonra, on altı yaşındaki Mandy, ne olduğunu anlamaya ve giderek artan gerilimin içinden çıkmaya çalışmanın yollarını arar.
Friday Night, Swimming Pool, 5×2 gibi filmlerin senaristi, ünlü yazar Emmanüèle Bernheim ve otuz yıllık yönetmen arkadaşı Alain Cavalier, Bernheim’ın otobiyografisine (Tout s’est bien passé) dayanan bir film üzerinde çalışmaya başlar. Her şey yolunda gider. Sonrasında ne yazık ki film çekimleri başlamadan Bernheim kanserden vefat eder. Cavalier de video günlükleriyle birlikte bu süreci bir belgesele dönüştürür.
Fransız film yönetmeni, senarist, görüntü yönetmeni, aktör ve yapımcı Claude Lelouch‘un 66 yapımı ünlü filmi Un homme et une femme (A Man and a Woman)’a epilog niteliğinde bir film.
Geçen seneki Bohemian Rhapsody fırtınasından sonra bu sene de, Elton John’un hayatının anlatılacağı Dexter Fletcher müzikali Rocketman konuşulacak gibi duruyor.
Drive, The Neon Demon gibi filmlerden tanıdığımız ve geçtiğimiz Temmuz’da da kendi streaming platformunu açan Danimarka’lı yönetmen Nicolas Winding Refn yeni dizisinin ilk iki bölümüyle Cannes 2019’da yer alıyor.
Yas tutan bir polis memuru, partnerini vuran adamla birlikte, kendilerini, işçi sınıfı tetikçilerin, Yakuza askerlerinin, Meksika’dan gönderilen kartel katillerinin, Rus mafya kaptanlarının ve gençleri öldüren katil çetelerinin arasında bulur.
Senna, Amy gibi belgesellerden tanıdığımız yönetmen Asif Kapadia’nın son filmi Maradona (Tanrı’nın Eli), ünlü futbolcunun daha önce görülmemiş 500 saatlik kişisel görüntülerini içeren ve Cannes 2019’un merak edilen belgesellerinden biri daha. Şeytanın, korumaya ihtiyaç duyacağı bir şehirde, Maradona, Tanrı’nın kendisinden daha büyük oldu. İşte bu da onun hikayesi.
Artık 60 yaşına gelen Victor’un (Daniel Auteuil) hayatı, yeni palazlanan bir girişimci olan Antoine (Guillaume Canet)’in kendisine eşsiz bir eğlence markası sunduğu gün altüst olmaya başlar. Şirketi, tiyatro sanatı ve tarihi canlandırma birleşimini kullanarak, müşterilerine seçtikleri zamana geri dönme fırsatı verir. Victor, hayatının aşkıyla karşılaştığında, 40 yıl önce varlığının en unutulmaz haftasını yeniden yaşamaya karar verir.
1940’lı yıllarda Rio de Janeiro; Guida ve Euridice Gusmão’nun hayatı, o neslin diğer kadınları gibi, o zamanın Brezilya toplumunun gözünde görünmez olarak gelişir.
1945, Leningrad. II. Dünya Savaşı şehri ve binalarını yıkmıştır; vatandaşlarını fiziksel ve zihinsel olarak alt etmiştir. Kuşatma – tarihin en kötülerinden biri – sonunda sona ermiş olsa da, yaşam ve ölüm kalan enkazda savaşlarına devam etmektedir. İki genç kadın, İya ve Masha, yaşamlarını harabeler arasında yeniden kurma mücadelesinde anlam ve umut ararlar. 26 yaşındaki Kantemir Balagov, 2017 Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü’nü kazanan TESNOTA’yı güçlü bir dönem draması ile takip ediyor.
Film, iki arkadaşın hayat boyu süren arkadaşlıklarının, evliliklerinin, kalp kırıklıklarının ve çatışmalarının hikayesi.
Joan of Arc’ın Bruno Dumont yönetmenliğindeki müzikal hikayesi.
Amador Coro, hapisten çıktığında, kimse onu beklememektedir. Kırsal Galiçya’nın dağlarında gizlenmiş küçük bir köy olan memleketine döner, annesi Annesi Benedicta ve üç inekle birlikte yaşar. Yaşam, doğanın ritmini takiben sakince devam eder – bir yangının bölgeyi tahrip ettiği geceye kadar.
Richard ve Catherine birbirlerini sever ve 20 yaşında evlenirler. Yıllar sonra, Catherine kendine bir sevgili bulur. Richard, olayı keşfeder ve umutsuzluğa sürüklenir. Catherine kaçar, ama fazla ileri gidemez. Başrolde Catherine Deneuve’ün kızı Chiara Mastroianni yer alıyor.
Moda tasarımına tutkunu olan 18 yaşındaki bir öğrenci olan Nedjma, Cezayir İç Savaşı’nın trajik olaylarının, normal bir hayat yaşamasını ve geceleri arkadaşı Wassila ile dışarı çıkmasına engel olmasını reddeder. Sosyal iklim daha tutucu hale geldikçe, radikallerin getirdiği yeni yasakları çiğner ve bir defile düzenleyerek özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşmaya karar verir.
10 yaşındaki bir kızı olan dul Abla, hayatta kalmak ve çocuğuna mümkün olan en iyi geleceği vermek için mücadele etmektedir. Kocasının ölümünden sonra, sokağa metal bir panjurla açılan mutfağında ev merkezli bir işe başlar. Her gün ev yapımı ekmek ve her çeşit geleneksel Fas hamur işleri yapıp satar. Hayata kapalı, mutluluktan yoksun bir varoluşa öncülük eden ve işine sığınan Abla, zamanından önce yaşlanır. Bir gün ağır bir şekilde hamile olan genç bir kadın olan Samia, babası olmayan bir çocuğu doğurmanın yükünün ağırlığıyla Abla’nın kapısını çalar. Abla, bu karşılaşmasının onu sonsuza dek değiştireceğini bilmemektedir.
Fransız Devrimi’nden kısa bir süre önce, Potsdam ve Berlin arasında bir yerde, bir grup Fransız özgürlükçüsü, yeni ve ultra muhafazakar Louis XVI hükümetinden kaçar. Daha sonra efsanevi Alman düşünür ve baştan çıkarıcı Duc de Walchen (Helmut Berger) ile buluşurlar. İkiyüzlü bir erdem rejimi tarafından yönetilen bir ülkede, bu grubun misyonu kurnaz Duchesse de Valselay (Ingrid Caven) önderliğinde, Almanya’ya ahlaki sınırların ve otoritelerin reddine dayanan bir felsefe olan hovardalığı ihraç etmektir.
Houston’ın batısındaki terkedilmiş bir alt kesimde, yaramaz bir genç, arenada en iyi günlerini görerek yaşlanan bir boğa güreşçisine düşünmeden kafa tutar. Bu durum ikisinin de hayatlarını değiştirecektir.
Evge – Nariman Aliev
The Dead Don’t Die – Jim JARMUSCH (Açılış Filmi)
Sakin ve küçük bir kasaba olan Centerville‘de bir şeyler yolunda gitmemektedir. Ay git gide daha da büyüyüp alçalırken, gündüz saatleri de tahmin edilemez hale gelir ve hayvanlar olağandışı davranışlar sergilemeye başlar. Kimse nedenini tam olarak bilememektedir. Haber raporları korkutucu ve bilim insanları endişelidir. Ancak hiç kimse yakında Centerville’i rahatsız etmeye başlayacak en tuhaf ve en tehlikeli yankıyı öngöremez: ÖLÜLER ÖLMEZ – mezarlarından çıkıp vahşice yaşayanlara saldırmaya başlayan zombilere karşı halkın yaşam mücadelesi vermesi gerekir.
“İki dünyanın patronu” olarak adlandırılan Tommaso Buscetta’nın gerçek hayatından uyarlama filmde, 1980’ler Sicilya’sındaki ilk mafyalaşmaya şahit oluruz.
Sonunda ailesini ve yol boyunca karşılaştığı kadını kurtarmak için kendisini feda eden bir gangsterin hikayesi.
Her bireyi işsiz olan Ki-taek’in ailesi, geçimleri için etraflarındaki parklara özel bir ilgi gösterirler – ta ki beklenmedik bir olaya bulaşana kadar.
Memories of Murder, The Host, Snowpiercer ve Okja filmlerinden hatırladığımız sıradışı yönetmen Joon-ho Bong’u iki sene aradan sonra tekrar Cannes’da izleyeceğiz. Festivalin en çok merakla beklenen filmlerinden biri.
Bugünün Belçika’sında geçen filmde, 13 yaşındaki genç Ahmed’in kaderi, saf imamlık hayalleri ile yaşamın baştan çıkarmaları arasında kalır. Yaşam sevgisi, birini ölüme düşürme arzusundan nasıl kurtulabilir?
Roubaix, Noel gecesi. Polis şefi Daoud şehri dolaşır. Yoksulluk, aldatma ve sıkıntı karşısında, Daoud kimin yalan söylediğini ve kimin doğru söylediğini çok iyi bilir. Polis akademisinden yeni çıkan Louis, yakın zamanda Daoud’un ekibine katılır. Genç, garip ve kolayca yanıltılan yapısıyla, karşılaştığı şeyleri sürekli olarak yanlış anlar. Daoud ve Louis bir gün yaşlı bir kadının cinayetiyle karşı karşıya kalır. Yaşlı kadının komşuları – iki genç kadın, Claude ve Marie – tutuklanır. Daoud, iki katili insanlığa geri vermenin bir yolunu bulacaktır.
Atlantik kıyıları boyunca, yakında açılacak olan fütüristik bir kule Dakar’ın bir banliyösünde yer almaktadır. 17 yaşındaki Ada, genç bir inşaat işçisi olan Süleyman’a aşık olur. Ama başka bir adama vaat edilir. Bir gece, Süleyman ve meslektaşları daha iyi bir gelecek umuduyla ülkeyi denizden terk ederler. Çocukların ayrılmasından birkaç gün sonra bir ateş Ada’nın düğün partisini mahvederken, gizemli bir alev yayılmaya başlar. Süleyman Ada için geri dönebilecek midir?
Otuzlu yaşlarına yaklaşan en iyi iki çocukluk arkadaşı olan Matt ve Max, Max’in iki yıllık bir yolculuğa çıkmasını kutlamak için bir partiye gider. Planlanmamış bir öpücük her şeyi sorgulamaya itecektir.
Xavier Dolan, bir türlü görücüye çıkamayan 2018 filmi The Death and Life of John F. Donovan’dan sonra Matthias & Maxime ile Cannes sahalarına geri dönüyor.
Bu yılın en merakla beklediğimiz filmleri arasında, Emily Beecham, Ben Whishaw, Leanne Best, Lindsay Duncan gibi isimlerden oluşan oyuncu kadrosuyla Jessica Hausner‘ın bilimkurgusu Little Joe da yer alıyor.
Bekar bir anne olan Alice, yeni türler geliştirmekle uğraşan bir şirkette kıdemli bir bitki yetiştiricisidir. Sadece güzelliği ile değil aynı zamanda terapötik değeriyle de dikkat çeken çok özel bir kızıl çiçeği tasarlar: ideal sıcaklıkta tutulursa, düzgün beslenir ve düzenli olarak konuşulursa, bu bitki sahibini mutlu etmektedir. Şirket politikasına karşı, Alice, genç oğlu Joe için eve bir tanesini hediye olarak getirir. “Küçük Joe” yu vaftiz ederler, ancak büyüdükçe, takma adı kadar zararsız olamayacağına dair şüpheler artar.
Ricky ve ailesi, 2008 mali krizinden bu yana borçla mücadelede yokuş yukarı mücadeleyi sürdürmektedir. Bir gün, bir minibüsle, serbest çalışan bir teslimat sürücüsü olarak bir franchise açma fırsatları ortaya çıkar. Zor bir iştir ve karısının bakıcılık işi kolay değildir. Aile güçlüdür ancak her ikisi de farklı yönlere çekildiğinde her şey kırılma noktasına gelir.
Stéphane, Paris banliyölerinden biri olan Montfermeil’deki Suç Karşıtı Tugay’a yeni katılmıştır. Yeni meslektaşlarının yanı sıra Chris ve Gwada – her iki ekibin de deneyimli üyeleri – komşuluk çeteleri arasında yükselen gerilimleri hızla keşfeder. Bir tutuklama sırasında, bir dron her hareketlerini yakalar. 2005’in ayaklanmalarından ilham alan César adayı ve Kourtrajmé kolektif üyesi Ladj Ly, Victor Hugo’nun da 1862’de “Les Misérables” mekanı olarak seçtiği çağdarş Montfermeil’i keşfeder. 150 yıldan uzun bir süre sonra, bugünün öfkeli, kapüşonlu gençliği ve Gavroche arasındaki benzerlikler çok açıktır.
Vicdani retçi olan Avusturyalı Franz Jägerstätter (August Diehl), II. Dünya Savaşı’nda Naziler için savaşmayı reddettiğinden 1943’te idam edilmiştir. Gerçek savaş mektuplarıyla anlatılan bu aşk hikayesinde Franz ve karısı Fani’nin bu zorlu direnişteki hikayesini izleriz.
Terrence Malick’in 2017 yapımı, çok da fazla ses getirmeyen Song to Song’dan sonraki son filmi.
Bükreş’te bir polis müfettişi olan ve yasanın iki tarafını da oynayan Cristi için her şey göründüğü gibi değildir. Güzel Gilda tarafından yüksek riskli bir soyguna katılır. İspanya’nın La Gomera adasında konuşulan gizli bir ıslık dili, kendilerini sağ çıkarmak için ihtiyaç duydukları tek şey olabilir.
Bahçeleri, masalsı villaları ve sarayları ile ünlü tarihi bir kasaba olan Sintra, o sırada tatilde olan üç kuşağa, yaşamlarını değiştiren bir deneyim yaşatır. 2014 yapımı Love Is Strange filmiyle hatırlayacağınız Ira Sachs, fragmanından ve konusundan It’s Only the End of the World havası aldığımız Frankie ile acaba Queer Palm için de mi yarışacak?
Fransa, Brittany, 1760. Bir ressam olan Marianne, manastırı yeni terk eden genç bir bayan olan Héloïse’nin düğün portresini yapmak için görevlendirilir. Héloïse isteksiz bir gelindir ve Marianne onun haberi olmadan Héloïse’yi resmetmek zorundadır. Onu gün geçtikçe gözlemler ve geceleri gizlice resmini yapar. İki kadın arasında samimiyet ve cazibe; Héloïse’in ilk ve son özgürlük anlarını paylaşırken alevlenir ve bu sırada Marianne hepsini bitirecek olan resmi yapmaktadır.
Queer Palm’a göz kırpar gibi duran Portrait of a Lady on Fire, Water Lilies, Tomboy ve Girlhood’dan tanıdığımız Céline Sciamma’nın son filmi.
Ana karakter ve anlatıcı olan Elia Süleyman, alternatif bir vatan aramak üzere Filistin’den kaçar. Yeni bir yaşamın vaadi kısa sürede bir hatalar komedisine dönüşür. Ancak Paris’ten New York’a kadar seyahat ettiği her yerde bir şey ona hep evi hatırlatır: polis, sınır kontrolleri ve ırkçılık asla uzakta değildir…
Yorgun bir psikoterapist olan Sibyl ilk tutkusuna geri döner: yazarlık. Fakat en yeni hastası olan Margot, sıkıntılı ve gelecek vaat eden bir aktristir ve çok fazla çekici bir ilham kaynağı olduğunu kanıtlar. Neredeyse saplantı noktasında büyülenen Sibyl, Margot’nun kargaşalı yaşamına giderek daha fazla karışır ve geçmişiyle yüzleşmesini sağlayan geçici anıları canlandırır. Başrollerde Blue Is the Warmest Color’ın Adèle’i olarak tanıdığımız Adèle Exarchopoulos, Virginie Efira ve Gaspard Ulliel var.
Seçim komitesi bu yıl 4240 kısa film izledi.
2019 Kısa Film Yarışması, Arnavutluk, Arjantin, Fransa, Finlandiya, Yunanistan, İsrail, Ukrayna, İsveç ve ABD’den 11 filmden (9 kurgu, 1 belgesel ve 1 animasyon) oluşuyor.
Bu filmlerin tümü, 25 Mayıs Cumartesi günü 72. Cannes Film Festivali kapanış töreninde Jüri Başkanı Claire Denis tarafından verilecek olan 2019 Kısa Film Altın Palmiyesi’nde yarışıyor.
Erenik BEQIRI | THE VAN | Albania, France | 15′ |
Dekel BERENSON | ANNA | Ukraine, Israel, United Kingdom | 15’ |
Vanessa DUMONT Nicolas DAVENEL | THE JUMPDocumentary | France | 12’ |
Vasilis KEKATOS | THE DISTANCE BETWEEN US AND THE SKY | Greece / France | 9’ |
Teemu NIKKI | ALL INCLUSIVE | Finland | 15’ |
Elin ÖVERGAARD | INGEN LYSSNAR(WHO TALKS) | Sweden | 14’ |
Agnès PATRON | AND THEN THE BEARAnimation Movie | France | 14′ |
Yona ROZENKIER | PARPARIM(BUTTERFLIES) | Israel | 7’ |
Agustina SAN MARTIN | MONSTRUO DIOS(MONSTER GOD) | Argentina | 10′ |
Chloë SEVIGNY | WHITE ECHO | USA | 15′ |
Federico Luis TACHELLA | LA SIESTA(THE NAP) | Argentina | 14′ |
22. senesinde Cinéfondation Selection, dünyanın dört bir yanındaki okulların gönderdiği 2,000 film arasından 17 film seçti (14 canlı film ve 3 animasyon filmi). Seçilen kısa filmlerden altısı ilk defa katılan okullardan geliyor.
Jüri, 23 Mayıs Perşembe günü, Palais des Festivals Buñuel Tiyatrosu’nda ödüllü filmlerin gösterilmesinden önceki bir törenle üç Cinéfondation ödülünü verecek.
Wisam AL JAFARI | AMBIENCE | Dar al-Kalima University College of Arts and Culture Palestine | 15’ |
Louise COURVOISIER | MANO A MANO | CinéFabrique France | 23’ |
Ondřej ERBAN | STO DVACET OSM TISÍC(ONE HUNDRED AND TWENTY-EIGHT THOUSAND) | FAMU Czech Republic | 16’ |
Kenya GILLESPIE | JEREMIAH | The University of Texas at Austin USA | 10’ |
Martin GONDA | PURA VIDA | FTF VŠMU – Film and Television Faculty, Academy of Performing Arts Slovakia | 30’ |
Shoki LIN | ADAM | Nanyang Technological University (NTU) Singapore | 19’ |
Yarden LIPSHITZ LOUZ | NETEK(RIFT) | Sapir College Israel | 21’ |
David MCSHANE | SOLAR PLEXUS | NFTS United Kingdom | 9’ |
Antonio MESSANA | ROSSO: LA VERA STORIA FALSA DEL PESCATORE CLEMENTE(ROSSO: A TRUE LIE ABOUT A FISHERMAN) | La Fémis France | 28’ |
Katalin MOLDOVAI | AHOGY EDDIG(AS UP TO NOW) | Budapest Metropolitan University (METU) Hungary | 24’ |
Martin MONK | FAVORITEN(FAVOURITES) | Filmakademie Wien Austria | 18’ |
Leszek MOZGA | ROADKILL | University of the Arts London (UAL) United Kingdom | 8’ |
Barbara RUPIK | DUSZYCZKA(THE LITTLE SOUL) | PWSFTviT Poland | 9’ |
Richard VAN | HIẾU | CalArts USA | 24’ |
Flo VAN DEUREN | BAMBOE | RITCS Belgium | 19’ |
Olesya YAKOVLEVA | SLOZHNOPODCHINENNOE(COMPLEX SUBJECT) | St. Petersburg State University of Film and Television Russia | 26’ |
YEON Jegwang | REONGHEE(ALIEN) | Korea National University of Arts South Korea | 15’ |
Cannes Classics, ilk kez 2004 yılında oluşturulan bir bölümdür. Restore edilmiş kopyalarla uluslararası yönetmenlerin eski filmlerini sunarak harika klasikleri yeniden keşfeder.
Cannes 2019 klasikler seçkisinde, 25 yıllık La Cité de la peur, geceyarısı matinesinde Alfonso Cuarón tarafından sunulacak The Shining özel gösterimi, Peter Fonda ile 50 yıllık efsanevi Easy Rider, 3 filmiyle mercek altında olacak olan Luis Buñuel, İtalyan yönetmen Lina Wertmüller, ilk renkli Japon animasyon filmi Hakujaden, sinema ve tarihle ilgili belgeseller, az bilinen şaheserler yer alıyor.
Filmlerin büyük çoğunluğu Buñuel Theatre, Salle du 60e veya Cinéma de la Plage’da gösterilecek ve hepsi önemli yönetmenler, sanatçılar veya restorasyon yöneticileri tarafından sunulacak. Çoğu 4k restorasyonlu Cannes Classics 2019 seçkisinden göze çarpan filmler şöyle:
Easy Rider (1969, 1h35, USA) by Dennis Hopper
The Shining by Stanley Kubrick (1980, 2h26, UK / USA)
La Cité de la peur, une comédie familiale (1994, 1h39, France) by Alain Berbérian
Los Olvidados (The Young and the Damned) (1950, 1h20, Mexico) by Luis Buñuel
Nazarín (1958, 1h34, Mexico) by Luis Buñuel
L’Âge d’or (The Golden Age) (1930, 1h, France) by Luis Buñuel
Pasqualino Settebellezze (Seven Beauties) (1975, 1h56, Italy) by Lina Wertmüller
Miracolo a Milano (Miracle in Milan) (1951, 1h40, Italy) by Vittorio De Sica
Lásky jedné plavovlásky (Loves of a Blonde) (1965, 1h21, Czech Republic) by Milos Forman
Forman vs. Forman (Czech Republic / France, 1h17) by Helena Trestikova and Jakub Hejna
Cannes Film Festivali tarihçesini anlattığımız yazımızda da bahsettiğimiz gibi, Yönetmenlerin On Beş Günü (La Quinzaine des Réalisateurs), 1969 yılında, Mayıs 1968’in fikirlerine uygun eserler sunmak, ideolojik kısıtlamaları ortadan kaldırmak ve dünya sinemasını temsil etmek üzere yeni işleri sunma ihtiyacını karşılamak için Festival’in yanında başladı. Fortnight, Festival için büyük bir evrim demekti ve yeni yönetmenlere çalışmalarını duyurma fırsatı verdi. Bu yeni değişiklik ile seyirciler 1970’lerde 4.000 izleyiciyken, 1990’da 72.000’e yükseldi.
Cannes Directors’ Fortnight 2019 seçkisi ise şu şekilde:
Uzun Metraj
Alice et le Maire | Nicolas Pariser (France) | World premiere |
And Then We Danced | Levan Akin (Suède · Sweden, Géorgie · Georgia, France) | World premiere |
Ang Hupa | Lav Diaz (Philippines, Chine · China) | World premiere |
Canción sin nombre | Melina León (Pérou · Peru) | World premiere First film |
Le Daim | Quentin Dupieux (France) | World premiere Opening film |
Ghost Tropic | Bas Devos (Belgique · Belgium) | World premiere |
Give Me Liberty | Kirill Mikhanovsky (États-Unis · USA) | World premiere definitive version |
Hatsukoi | Takashi Miike (Japon · Japan, Royaume-Uni · United Kingdom) | World premiere |
Huo zhe chang zhe | Johnny Ma (Chine · China, France) | World premiere |
Koirat eivät käytä housuja | Jukka-Pekka Valkeapää (Finlande · Finland, Lettonie · Latvia) | World premiere |
The Lighthouse | Robert Eggers (Canada, États-Unis · USA) | World premiere |
Lillian | Andreas Horvath (Autriche · Austria) | World premiere First film |
Oleg | Juris Kursietis (Lettonie · Latvia, Belgique · Belgium, Lituanie · Lithuania, France) | World premiere |
On va tout péter | Lech Kowalski (France) | World premiere Documentary |
Les Particules | Blaise Harrison (Suisse · Switzerland, France) | World premiere First film |
Parwareshgah | Shahrbanoo Sadat (Danemark · Denmark, Allemagne. Germany, Luxembourg, France, Afghanistan ) | World premiere |
Perdrix | Erwan Le Duc (France) | World premiere First film |
Por el dinero | Alejo Moguillansky (Argentine · Argentina) | World premiere |
Sem seu sangue | Alice Furtado (Brésil · Brazil, Pays-Bas · Netherlands, France) | World premiere First film |
Tlamess | Ala Eddine Slim (Tunisie · Tunisia, France) | World premiere |
Une fille facile | Rebecca Zlotowski (France) | World premiere |
Wounds | Babak Anvari (États-Unis · USA) | International premiere |
Yves | Benoît Forgeard (France) | World premiere Closing film |
Zombi Child | Bertrand Bonello (France) | World premiere |
Kısalar
Deux sœurs qui ne sont pas sœurs | Beatrice Gibson (Royaume-Uni · United Kingdom, Allemagne · Germany, Canada, France) | World premiere |
Les Extraordinaires Mésaventures de la jeune fille de pierre | Gabriel Abrantes (France, Portugal) | World premiere |
Grand Bouquet | Nao Yoshigai (Japon · Japan) | World premiere |
HãY TỉNH THứC Và SẵN SàNG | An Pham Thien (Vietnam, Corée du Sud · South Korea, États-Unis · USA) | World premiere |
Je te tiens | Sergio Caballero (Espagne · Spain) | World premiere |
Movements | Dahee Jeong (Corée du Sud · South Korea) | World premiere |
Olla | Ariane Labed (France, Royaume-Uni · United Kingdom) | World premiere |
Piece of Meat | Jerrold Chong & Huang Junxiang (Singapour · Singapore) | World premiere |
Plaisir fantôme | Morgan Simon (France) | World premiere |
That Which Is to Come Is Just a Promise | Flatform (Italie · Italy, Pays-Bas · Netherlands, Nouvelle-Zélande · New Zealand) | World premiere |
Özel gösterimler
The Staggering Girl de Luca Guadagnino (Italie · Italy) / Internationale Premiere
Unutmadan söyleyelim, bu sene oBiçim ekibi olarak biz de festivalde basın olarak yer alacağız. Instagram sayfamızdan ve sitemizden 16-20 Mayıs tarihlerinde bizi takip etmeyi unutmayın!
Sizin favoriniz hangisi?