*Liste IMDB puanına göre azalan sırada verilmiştir
Netflix’in orijinal yapımı olan korku – dram türündeki bu dizi, gotik türünün Amerika’da gelişimine katkısı olan ve yazdıkları ve yaşantısı nedeniyle cadı olduğu düşünülen Shirley Jackson’ın romanından uyarlama. Yönetmeni: Mike Flanagan. Bu isim korku gerilim türündeki deneyimleriyle bize tanıdık geliyor. Yine daha önce Netflix’te yayınlanan Stephen King’e ait öykü Geralds Game’in yönetmenliğini üstlenmişti kendisi. Konuk yazarımız Tuğçe Durmuşoğlu’nun sitemizdeki The Haunting of Hill House incelemesine mutlaka göz atın.
Bir zamanlar queer eye for the straight guy adında bir reality show iken Netflix tarafından yeniden uyarlanarak peçeteleri israf ettirmeye yemin eden bir şova dönüşmüştür. Beni Baştan Yarat’ın LGBTQ versiyonu diyebiliriz. Muhteşem Beşli karşınızda: Antoni Porowski (Yeme-İçme), Bobby Berk (İç Tasarım), Karamo Brown (Kültür), Jonathan Van Ness (Kişisel Bakım) ve Tan France (Moda).
İktidar koridorlarında geçen Bodyguard, Londra Metropolitan Polisi’nde Özel Koruma Memuru olarak çalışan cesur ama dengesiz savaş gazisi David Budd‘ın (Richard Madden) kurgusal hikâyesini anlatıyor. Hırslı ve güçlü İçişleri Bakanı Julia Montague’yu (Keeley Hawes) korumakla görevlendirilen Budd, kendini görevi ve inançları arasında kalmış bir hâlde buluyor. Acaba Budd, güvenliğinden sorumlu olduğu kişi için en büyük tehdit hâline mi dönüşecek? Bodyguard, Netflix’in Mindhunter‘la birlikte çok güzel tutturmaya başladığı dedektiflik hikayelerinin en yenisi.
Merakla beklediğimiz ve bir oturuşta bitirdiğimiz Netflix bilimkurgu dizilerinden Altered Carbon, Richard K. Morgan‘ın aynı adlı romanından uyarlama bir Netflix dizisi. Bundan tam olarak 300 yıl sonraki bir gelecekte geçen siber ihtiraslarla dolu bir hikayeyi konu alıyor. Toplum teknolojiyle birlikte iyice çığrından çıkmıştır ve artık her şey mümkün hale gelmiştir. Buna zihnin başka bir bedene transfer olması da dahil. Ölümün olmadığı bir dünya hayal edin ve izni alınmadan zihni çevik bir bedene transfer edilen elit savaşçı Takeshi Kovacs ile tanışın. Laurens Bancroft adlı bir para babası tarafından buzları çözülen Takeshi, adamın kendi cinayetini çözmekle görevlendirilir ve olaylar gelişir.
Adına Ekşi Sözlük’te ”en son ne zaman gerçekten mutlu hissettin?” şeklinde başlıklar açtırarak reklamını yaptıran Netflix’in aynı anda hem overrated hem de underrated dizilerinden biriydi Maniac. Cary Fukunaga‘nın yönetmenliğindeki Maniac, 21 Eylül’den beri Netflix’te. Cary Joji Fukunaga’yı ise tabii ki True Detective‘in ve The Alienist‘in yapımcısı ve IT filminin senaristi olarak tanıyorsunuz.
Bu kara komedi La Casa de las Flores‘in merkezinde, başarılı ve huzurlu bir aile işletmesi olarak görünmesine rağmen aslında kirli sırlarla dolu olan bir çiçekçi yer alıyor. Bir gün ailenin reisi, uzun süredir birlikte olduğu metresinin aniden öldüğünü öğrenir. Bunun ardından metresinden olan çocuklarını, onların varlığından bihaber olan mevcut eşinin ve ailesinin yanına getirir. Dizi, ne kadar rahatsız edici olursa olsun sevdiklerimizi koruma ve affetme gerekliliği temasını işliyor. Anneleri de bir Türk oyuncuya benziyor ama adını hatırlayamadık.
Biz yazıyı postlayana kadar puanı 7.9’a düşen Sabrina, aslında küçüklükten Nickelodeon‘dan tanıdığımız cadı Sabrina’nın Netflix yeniden çevrimi. Ama bu sefer korku unsurları da barındırıyor. Sabrina 16. yaş gününde cadı hayatını ya da ailesini seçmek zorunda kalıyor. Halbuki komedi dizisinde ikisini de gayet iyi yürütüyordu. Ne bu seçim derdi?
Aslen Caleb Carr’ın romanlarına dayanan ve 1890’lı yıllarda geçen The Alienist‘te, Daniel Brühl, Dakota Fanning ve Luke Evans üçlüsü suç psikolojisinin köklerini araştırıyor. Brühl, bir gazeteci (Evans) ve dedektifle (Fanning) iş birliği yapan ve erkek fahişelerin cinayetlerini çözmek için kafa patlatan Laszlo Kreizler adlı kriminal bir psikiyatristi canlandırıyor. Ayrıca kadroda “Big Love”dan Douglas Smith ve “Monk”tan tanıdığımız Ted Levine de var.
Netflix’in sürekli yaptığı A/B testlerinden birinin sonucu olduğunu düşündüğümüz kadrosuyla, sene sonunda bir anda patlayan dizilerden biri oldu Elite.
La casa de papel‘deki oyuncuyu bambaşka bir dizide başrole koymak ne kadar doğru bir hamle tartışılır. Çok sevdiğiniz bir dizideki oyuncuyu aynı anda başka yerde görmek size nasıl hissettiriyor? Fakir – zengin savaşlarını okula taşıyan bir drama olmuş.
Seven Seconds, orijinali Forbrydelsen olan İskandinav gizem dizisinin ABD uyarlamasını (The Killing) yaratan Veena Sud’un yeni bebeği. Seven Seconds’ın The Killing’den farklı olarak formüle ettiği en önemli değişim, öyküyü harekete geçiren gizem unsurunun bulunmaması. Ceza alanın kimliğini biliyorsunuz ve geriye gösterinin kalan kısmının size yetişmesi kalıyor.
1996 yılından nostaljik bir lise hikayesi. 90’ları özleyenlerin, sanal hayvan beslemiş efsanevi nesillerin izlemesi önerilir. Çoğu mecrada freaks and geeks kopyası olmakla suçlanmıştır.
Dexter’tan tanıdığımız Michael C Hall‘u, uzun bir zamandır tanıdık yapımlarda görememiştik. İngiliz yapımı Safe dizisinde, eğreti durmayan bir İngiliz aksanıyla bu sefer de Netflix sponsorluğunda geliyor.
Michael C Hall (Dexter, Six Feet Under), iki yıldan daha fazla bir süre önce karısını kanserden kaybeden bir pediatrik cerrah ve bekar bir baba olan Tom’u oynuyor.
Çocuklarını, yakın arkadaşlarla çevrili güzel bir toplumda yaşatmak ve yetiştirmek isteyen Tom, tanıdığı herkesi dönüştüren bir yolculuğa çıkıyor. Ailenizi korumak için ne kadar ileri gideceksiniz? Çok klasik bir soru ama Tom için gerçekten de öyle.
Maniac’la aynı gün yayınlandığından dolayı yeteri kadar ses getirememiş, sinsice vizyona girmiş Netflix dizilerinden biri. Her şeyi kuralına göre oynayan ”iyi polis”imiz, 7 yıl yatıp çıkmış babasıyla karşı karşıya geliyor ve iyi ve kötüyü izleyene sorgulatıyor. Çok da fazla beğenilmedi dizi sanki.
Ruhlar Bölgesi, Kapan ve Udta Punjab‘ın yapımcılarının imzasını taşıyan Ghoul, ücra bir yerdeki askerî sorgu merkezine getirilen ve sorgucuların en utanç verici sırlarını ifşa ederek durumu onların aleyhine çeviren bir mahkûmu konu alan tüyler ürpertici bir dizi. Bu dünyadaki iblislerle mücadele edebilirsiniz. Peki ya bu dünyadan olmayanlarla?
Netflix’in çok ümitlendiğimiz ama yine pek tutmayan Hint korku yapımlarından oldu.
İlk bölümün ilk 15 dakikasına falan anca dayanabildiğimiz bir Netflix bilimkurgu dizisiydi. Tabii Altered Carbon’dan sonra izlemeye çalışmış olmamızın da etkisi olmuş olabilir. Çok fazla mantık hatalarıyla ve Robinson ailesinin salaklıklarıyla dolu, eski bir dizinin yeniden çevrimi aslında.
Netflix’in Fransız yapımı, dağ evi hikayesi. Orijinal ismi Le Chalet’tir ve ilginçtir ki YouTube’da kendi orijinal fragmanı bulunamadığından garip bir kanaldan fragmanı eklemek durumunda kaldık. Underrated bile diyemeyeceğimiz, 2018’in gizlice çekilmiş, gizli kalmış, pek fazla reklamı yapılmamış Netflix dizilerinden biri.
K-Pop ve K-Drama’nın en ünlü isimlerinin bir araya geldiği bir Kore şovu! Hazı yeri gelmişken, özene bezene hazırladığımız Kore dizileri ve Kore filmleri içeriklerimize göz attınız mı?
Neo-noir hissi veren film versiyonundan farklı bir şekilde çekilen 4 bölümlük Netflix & BBC ortak yapımı mini dizilerinden. Başrolda unutulmaya yüz tutmaya başlayan oyuncu Carey Mulligan var.
Klasik şişman, çirkin ve sevilmeyen liselinin, güzel bir kız olarak geri dönüş hikayesi. İspanyol dizilerinden de tanıdık gelecek bu konuyu gençlik dizisi olarak uyarlama kararı almış Netflix. Pek de ses getirmemişti doğrusu.
Sanki Netflix dizisi değilmiş gibi duran bir Netflix dizisi. İnanılmaz ama öyle. Birçok izleyicide de trollüğüne çekilmiş olduğu şüphesi uyandırmış.
Çok büyük ümitlerle başlayıp 2-3. bölümde bıraktığımız Netflix bilimkurgu dizilerinden. Hikaye güzel, konu güzel aslında ama oyunculuklar tam oturmamış sanırız. Bir de çok fazla bütçe ayırılmamış ama olsun. VR sevenler buraya.2
Haunting of Hill Housevari duran ve çok büyük ses getireceği düşünülen Netflix dizilerinden biriydi. Belki getirmiştir yine ama biz duymadık galiba.
İskandinav yapımı bu gerilim dizisinin konusu yine, bir tarafta insanlığı tehdit eden bir olay ve bir tarafta da bununla mücadele halinde olan insanlar etrafında kurgulanmış. Ölümcül bir virüsün nüfusun çoğunu yok edişini gördükten sonra iki küçük kardeşin güvenli bir yer arayışını izleyeceğiz birlikte. The Rain‘i sevdiniz mi?
Netflix’in elindeki inanılmaz veriyi kullanarak yeni şeyler üretmeyi ne kadar çok sevdiğinin kanıtı bir dizi daha. Stranger Things’ten hatırlayacağınız, herkesin acıdığı ve sempati beslediği karakter Barbara Holland (Shannon Purser), şimdi de Sierra olarak karşımızda. Bilen bilir, BBC’nin 1990 yapımı House of Cards dizisini sevenler, Netflix’in verilerine göre aynı zamanda Kevin Spacey’nin oynadığı ve David Fincher’ın yönettiği filmleri de seviyor ve böylelikle Spacey’li House of Cards doğuyor.
IMDB Puanı: 9.1 (içeriği hazırladığımızda henüz puanı yoktu)
Aslında Narcos serisinin 4. sezonunun yeni ismi. Başrolde Pedro Pascal yerine Michael Peña ile Diego Luna var ve Meksika’daki uyuşturucu savaşının başlangıcına odaklanılıyor.
IMDB Puanı: 8.3 (içeriği hazırladığımızda henüz puanı yoktu)
Ekranlardan iyice silinen oyuncu Michael Douglas’lı Netflix dizisi. Yaşlılık, yalnızlık ve hastalık üçlemesinde geçiyor. Genel olarak insanlar gelen eleştiriler de olumlu.
Haunting of Hill House ile aynı anda Netflix semalarında görmeye başladığımız hayaletli yapımlardan bir diğeri. Ama IMDB puanı daha düşük. İzleyen var mı?