NEREDE ÇOKLUK, ORADA…
2008’de Iron Man ile temeli atılan, 2012 yılında ise Marvel’s The Avengers ile hayata geçen Avengers serisinin en son yayınlanan bu üçüncü filmi Avengers: Infinity War ile beraberiz 2018’e geldiğimizde.
Avengers: Infinity War’da evreni yok etmek gayesiyle yola çıkan Thanos’u durdurmak için toplanan karakterlerimizin mücadelesini izliyoruz. Karakterlerimizin sıralı tam listesini vermeyeceğim çünkü maşallah yok yok. Çizgi roman hikayesinin gerekliliği olarak herkes toplanmış durumda. Bu yazıda karakterlerin de hiçbirine değinmeyeceğim özellikle. Pekiii bu durum beyaz perdeye nasıl yansıyor, asıl önemli lan o sanki?
Maalesef hiç de iyi yansımıyor. Bir sinema filminde oynatacağınız karakter sayısının da bir sınırı var ne yazık ki. Iki buçuk saati bulan süresi bile yetersiz gelen filmde karakterlerin süreleri dağıtılsın diye oradan oraya atlamaktan helak oluyorsunuz. Hikayenin içine girememinizden bahsetmiyorum bile. Üçüncü dakikadan itibaren evren yok ediliyormuş, herkes ölecekmiş de falan da filan hiç biri umrunuzda bile olmuyor. Karakterlere süre paylaştırma çabaları filmi büyük ölçüde baltalamış maalesef.
Peki bununla bitiyor mu?? Üzgünüm ama hayır. 2018 yılında görüp görebileceğiniz en kötü CGI kombinasyonlarını filmimizde buluyoruz. Oyunculara verilen paralar çıkarılınca bütçe baya daralmış diye düşünüyorsunuz filmi izlerken. Thanos’u her gördüğünüzde ise Mummy’de Dwayne The Rock Johnson’ın canlandırdığı Scorpion King’i anmamak elde değil.
Bunların yanı sıra Thor: Ragnarok’tan ders alınmamışçasına kullanılan Guardian of Galaxy’nin esprili tonu ise filmin bir diğer göze batan tarafı. Avengers normalde işin biraz daha ciddi tarafında kalmasına rağmen evren yok olurken gırgırın dibine vurmaları fazlasıyla eğreti durmakta Avengers Infinity War’da.
CGI ile dolup taşan sahnelerin aşırı derecede göze batar seviyeye gelmesi, Guardians of Galaxy’nin esprili tonunun her filmde çözüm olacağı yanılgısı, seyirciyi içine çekemeyen hikayesi ve kötü kurgusuyla 2018 yılının açık ara en kötü süper kahraman filmiyle karşı karşıyayız. DC tarafında sevinenler çok olmuştur diye tahmin ediyorum. Atalarımız boşuna dememiş: “nerede çokluk, orada…”.
İyi seyirler…