38. İstanbul Film Festivali’nde İzlemeniz Gereken 19 Muhteşem Film

Lucia, Asperger sendromlu bir çocuk sahibi bekar bir ebeveyndir. Asgari ücretli bir işi ve annesiyle çok zor bir ilişkisi vardır; bu şartlar altında her şeyi kendi başına halledebileceğini düşünür. O gün okuldan acil bir çağrı alır: oğlu kafasını vurmuştur. Endişeyle okula gider, ancak oraya gittiğinde hastaneye taşındığını söylerler. Bu gelişmeyle birlikte zar zor birleştirdiği yaşamı parçalara ayrılır.

Danimarkalı yönetmen Mads Brügger ve İsveçli özel dedektif Göran Björkdahl, Dag Hammarskjöld’ün gizemli ölümünü çözmeye çalışır. Soruşturmaları kapanırken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ni öldürmekten çok daha kötü bir suç keşfederler.

Sektördeki tanınmış oyunculardan, yönetmenlerden ve sanatçılardan kesitler içeren ve kadınların eksik & yanlış temsili üzerine Hollywood’daki cinsiyet eşitsizliğini araştıran belgesel niteliğinde bir çalışma.

İlk gösterimini şubat ayında Sydney Film Festivali’nde yapan Sarışın, daldan dala atlayan partici Juan’ın ağabeyinin evden taşınmasıyla başlıyor. Acilen bir ev arkadaşı arayışına giren Juan, henüz dul kalan sessiz, yakışıklı iş arkadaşı Gabriel’i (filme adını veren sarışın) evine taşınmaya ikna ediyor. İki ev arkadaşı arasındaki yakınlaşma kısa süre sonra farklı bir yöne doğru evriliyor.

Arjantinli bandoneon virtüözü Astor Piazzolla’nın gizli arşivleri oğlu tarafından açılıyor. Tangoyu değiştiren dünya çapında efsanevi bestecinin sinematik bir portresi.

Nişanlısı aniden ölen Amerikalı bir çizer, ruhunu dinlendirmek için İzlanda’ya gider. Issız dağlarda tepelerde gezinirken ölüleri diriltebilen bir büyücü ve bu ritüeli gerçekleştirmeye hazır iki kişiyle karşılaşır.

Cinayetten on beş yıl yattıktan sonra Callahan, kurbanının cesedini arayan babası Sean’ı bulmak için eve döner. Callahan kısa süre sonra ondan kurtulmanın tek yolunun kazmasına yardım etmek olduğunu anlar.

İsrail’den Paris’e göç eden ve kimliğini tamamen reddeden bir adamı merkezine alan Eşanlamlılar’ın, yönetmeni Nadav Lapid’in hayatından izler taşıyor. Filmin başkarakteri Yoav, hiç hazzetmediği ülkesi İsrail’den, sonuna kadar benimsemeye karar verdiği Paris’e taşınır. Kökenlerini silmek, Fransız olmak, Père Lachaise mezarlığına gömülmek ister ama özü, bedenindedir, çifte kimliği onu hiç bırakmaz.

Benni tacize uğramış, geçirdiği travmalar nedeniyle öfke kontrolü sorunları yaşayan ve tek isteği koparıldığı annesine geri dönmek olan 9 yaşında bir kız çocuğu. İlk filmiyle Berlin’de “yeni bakış acıları sunan” filmlere verilen Alfred Bauer Ödülü’nü kazanan Nora Fingscheidt, çok iyi yazılmış bir senaryo ve müthiş bir çocuk oyuncu performansıyla bizi Benni’nin dünyasına sokmayı başarıyor.

Seul, 1994 – Seongsu Köprüsü yıkıldığı yıl, 14 yaşındaki Eunhee şehri aşkı ararken dolaşıyor.

Bir yandan özgürlük bir yandan kolay kazanılan kazanç vaat eden Şarm El Şeyh, turizmin bir süredir terör tehdidi yüzünden dibe vurmasına rağmen, Mısırlı gençlerin uğrak yerlerinden biri olmaya devam ediyor. Hayal-et, bu hayaller kentindeki lüks bir otelde çalışan gençleri izliyor.

Üç çocuk, çocukluk arkadaşları, kişisel deneyimlerini karşılaştırır ve çift, aile ve profesyonel hayatlarını sorgularlar. François Ozon’un Şubat ayında Berlin Film Festivali’nde ana yarışmada dünya prömiyerini yapan son filmi, Katolik ruhbanlarının pedofili vakalarına kurbanların açısından bakan şefkatli ve güçlü bir dram.

“Fransız tiyatrosunun prensi” lakaplı genç deha, dramaturg, oyuncu ve oyun yazarı Alexis Michalik, Molière ödüllerini kapan, aynı adlı gişe rekortmeni oyunun sinema uyarlamasını da kendi üstlendi; senaryosunu yazdığı filmi kendi yönetti.

Şüphelendiği, kendi kadar tuhaf bir adamı takıntı haline getiren Tina adındaki bir sınır polisinin sonunda kendi varlığını bile sorgulayacağı birtakım sırları öğrenişini anlatan Sınır aşk filmi, doğaüstü ve kara film öğelerini zekice harmanlıyor.

Cannes Film Festivali’nin Eleştirmenler Haftası bölümünde dünya prömiyerini yapan ilk uzun metrajında Camille Vidal-Naquet, sokaklarda vücuduyla para kazanan gençlerin dünyasına yargıdan uzak, içeriden ve samimi bir bakışla yaklaşırken, Kalpteki Bıçak ve Kalp Atışı Dakikada 120’den anımsayacağınız Félix Maritaud bu kez başrolde hafızalara kazınacak çarpıcı bir oyunculuk sergiliyor.

In Fabric, hayaletli bir giysinin ömrünü izleyen, insandan insana geçen yıkıcı sonuçları olan unutulmaz bir hayalet hikayesi.

Robert Pattinson, Juliette Binoche, Mia Goth’lu oyuncu kadrosuyla High Life, Toronto’da prömiyerini yaptı. Çektiği bu ilk bilimkurguda Denis, tüm oyuncularına çekimlerin yapıldığı Köln’deki Avrupa Uzay Ajansı’nda astronot eğitimi aldırdı.

Brezilya, 2027. Çok dindar bir kadın, çiftlerin boşanmasını önlemek için noterdeki pozisyonunu kullanır. Çabalarını takdir konusunda ilahi bir işaret beklerken, nihayetinde onu Tanrı’ya yaklaştıracak bir krizle karşı karşıya kalır.

Lola, kişisel hayatını, bir iş danışmanı olarak işindeki karı optimize etmek için kullandığı acımasız verimlilikle kontrol ediyor. Ancak trajik bir olay geçmişi tekrar yaşamaya zorladığında, Lola’nın gerçeklikle ilgili tutumu kayboluyor gibi görünüyor.